tag:blogger.com,1999:blog-67148598662971855142024-03-07T14:53:40.688+01:00mrl's pagemrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.comBlogger87125tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-66589033900902783082010-09-27T21:00:00.004+02:002010-09-27T21:31:41.212+02:00Motivasyonumu kaybettim...Zamanı kötü yönetmekten kaynaklanan kocaman bir boşluğun içine düşüp, bir süre ne yapacağını bilemeyerek geri geldim :)<br /><br />Motivasyonumu kaybetmemiş olsam iş fena değildi aslında. Sanırım iki ay oldu şahane motivasyonumu tamamen kaybedeli!<br /><br />Depresyonun kıyılarında bir süre dolaştıktan sonra vaziyetin ciddiyetini kavrayarak hooop geri geldim. Şimdi yeni nedenler bularak yola devam...<br /><br />Bu geri gelişte okuduğum bir blogun payı büyük; <a href="http://www.alphanmanas.com/">Alphan Manas</a><br />Birçok şeyi farketmemi sağladı. Dilerim kaybolan o kıymetli motivasyonum bugün kendini hissettirdiği yoğunlukta devam eder...<br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrtfnubsY5Y6bTJbUoegPqvJ38buTDOodFScqRVVdWeAeZjoHxxD0BvO7iudAO01EfmESmdVnecuzfMA8ch2VwIA6wEAniuB4wD1hsmG6uKiWrABV5wLV25TlMKekmzn6f3DxeIYlGSZk/s1600/DSCN0109+copy.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 150px; FLOAT: left; HEIGHT: 200px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5521676862583887858" border="0" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrtfnubsY5Y6bTJbUoegPqvJ38buTDOodFScqRVVdWeAeZjoHxxD0BvO7iudAO01EfmESmdVnecuzfMA8ch2VwIA6wEAniuB4wD1hsmG6uKiWrABV5wLV25TlMKekmzn6f3DxeIYlGSZk/s200/DSCN0109+copy.jpg" /></a><br /><br /><br />Kuzuma gelince, büyüdü keçi oldu :)Hala çok tatlı, ama artık inatçı bir keçi :)<br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrtfnubsY5Y6bTJbUoegPqvJ38buTDOodFScqRVVdWeAeZjoHxxD0BvO7iudAO01EfmESmdVnecuzfMA8ch2VwIA6wEAniuB4wD1hsmG6uKiWrABV5wLV25TlMKekmzn6f3DxeIYlGSZk/s1600/DSCN0109+copy.jpg"></a>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-63138514461245507072009-01-27T23:20:00.003+01:002009-01-27T23:42:41.729+01:00mutlu yıllar<div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoXHrHClGTImBPVo2IONTIjq-tjeCOfL-tS1a5o3H9of8zYjBk6I5itTIaw5rKmd6Bb0m9aX3MA6LLAyIh75Im0DJ76BIrFIxip-ho1rE-aHAf0ivQim5e2aGpkrDWQeZEyft6D-JraZQ/s1600-h/ege.JPG"></a>Ne çok zaman oldu yazmayalı inanamıyorum !!!</div><br /><div></div><br /><div>Hayat bambaşka öncelikler yüklüyormuş zamanla :) Öte yandan hiç şikayetçi değilim; bu kadar yoğun çalışıyor olmaktan, hiç zamanımın olmamasından, kendime dahi zaman ayıramamaktan...</div><br /><div></div><br /><div>Şakayla karışık geçen yıl bugünlerde ofisimi yeni kiralamıştım. Koskoca 1 yıl geçti !!! Dünya kriz ile boğuşurken ben bebek firmamla yol almaya çalışıyorum :)</div><br /><div></div><br /><div>Bebek deyince, bütün bebekler bile büyüdü buarada :) Blog bebeklerimden bahsediyorum, Archi Esra'nın kızı Defne, Evren'in bebeği, Açalya'nın oğlu, Derya'nın Mercan'ı atladıklarım affetsin hayattan koptum ben...</div><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6VHvw3vjBsjtA4bxM4UZ-EQ6zXljP_VcCKqoHnHYPTafutjrc7pT7uwo35F8Ge9IMMLETgQEJJYRuZBYyFMH95rfGBF4hWGRQmusEPT-CqqtRiCkMFZlc1tmm8PFSmLC63yYxrpOQYPU/s1600-h/ege.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5296105740772263570" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 240px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6VHvw3vjBsjtA4bxM4UZ-EQ6zXljP_VcCKqoHnHYPTafutjrc7pT7uwo35F8Ge9IMMLETgQEJJYRuZBYyFMH95rfGBF4hWGRQmusEPT-CqqtRiCkMFZlc1tmm8PFSmLC63yYxrpOQYPU/s320/ege.JPG" border="0" /></a></div><br /><div></div><br /><div>Buarada bizimki de büyüdü. Canım Ege'm, peşimde halasıııı diyerek dolanıyor... Hergün yeni birşey öğreniyor. Sevildiğini hem de çok sevildiğini öğrendi ve sevgisini göstermeyi bile keşfetti...</div><div> </div><div>Daha 28 aylık bu minik adam :)</div><div> </div><div>Yeni yıl kutlaması için geç kaldım amaaa,</div><div> </div><div><em><span style="font-family:lucida grande;font-size:130%;">Şapşahane yıllar diliyorum...</span></em></div><div> </div><div>~mrl~</div><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6VHvw3vjBsjtA4bxM4UZ-EQ6zXljP_VcCKqoHnHYPTafutjrc7pT7uwo35F8Ge9IMMLETgQEJJYRuZBYyFMH95rfGBF4hWGRQmusEPT-CqqtRiCkMFZlc1tmm8PFSmLC63yYxrpOQYPU/s1600-h/ege.JPG"></a> </div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-48371843638288789832008-05-27T15:53:00.005+02:002008-05-27T16:46:38.696+02:00unutmadım, burdayımmmNe çok zaman oldu yazmayalı!<br />Hem yazmayı özledim, hem de komşularımı okumayı :)<br />Herkesi merak ediyorum, ama tıklayıp bakamadım bile ! Bebekler büyümüştür, neredeyse 4 aydır uzağım herşeyden... Biraz içimden gelmedi, biraz keyifsizdim, biraz dünyadan kopmuştum, biraz ota-böceğe üzülme modundaydım, bahardan bile bişi anlamadım demek istiyorum ama zaten bahar da olmadı! Bazen kitleniyor hayat :)<br /><br />Hayat istediği kadar kitlensin hanımeli olağanüstü kokuyor! Ne alaka mı? Hayat nasıl baktığımız, nasıl gördüğümüzden ibaret değil mi? Ne kadar kötü giderse gitsin, ne kadar boğulsak-nefes alamasakta; deniz yine masmavi, yosun-hanımeli yine '' işte bu!!'' dedirtiyor...<br /><br /><br /><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEGTU9ePxLRzbEYBI2prGX-6gr889pl5sNCgmWhXH_b6xnqITfTgc_FSkxrGofj_bubRnURZdbfwlzbjDEcp7CYMBtCS56lrYxeFT9W3S-dN7DzmenQvbyMIwjQWsZurXAPmwXX9ysJ-w/s1600-h/m.jpg.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5205059690895263730" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" height="267" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEGTU9ePxLRzbEYBI2prGX-6gr889pl5sNCgmWhXH_b6xnqITfTgc_FSkxrGofj_bubRnURZdbfwlzbjDEcp7CYMBtCS56lrYxeFT9W3S-dN7DzmenQvbyMIwjQWsZurXAPmwXX9ysJ-w/s400/m.jpg.gif" width="269" border="0" /></a><br />Kitap okuyorum, Aşka Şeytan Karışır ! Karışır bencede karışır ! Bazen kem gözler, negatif elektrikler, anlamsız beklentiler... Hepsi boş gezen şeytanın işi!<br />Hande Altay'lı yazmış bu eğlenceli kitabı.Eğlenceli dediğime bakmayın ağlatıyorda! Uyumadan önce eline alınca bırakamıyorsun. Dün gece başladım, sabahta çok zor oldu uyanmak, neyseki ısrar etmemişim okumakta :)<br /><br />Minicik bir alıntı size:<br />''Aşkın sadece küçücük bir umuda ihtiyacı vardı. O umut olduktan sonra, insan sonsuza dek bekleyebilirdi.''<br /><br />Kadın gözüyle, kadın diliyle, ruhun nerelerden yara aldığını, nasıl kanadığını ben gibi-sen gibi anlatmış.<br />Bu kadar feminist yaklaşmışken konuya, biraz önce gelen fıkraya da çok güldüm, buyrun :)<br /><br /><br /><br /><span style="color:#993399;">KADIN BEYNİ</span><br /><span style="color:#993399;">Agir bir hasta hastahanede. Tüm ailesi bekleme odasinda doktorlardan haber bekliyor. Yorgun ve umutsuz bakisli bir doktor çikiyor </span><br /><span style="color:#993399;"></span><br /><span style="color:#993399;">'Tek yasam sansi var oda beyin nakli. Böyle bir ameliyati ilk olarak deneyecegiz, tabi masraflar hastanin ailesine ait.' </span><br /><span style="color:#993399;">Aile, saskin, yorgun, çaresiz... Aralarindan biri </span><br /><span style="color:#993399;">'Peki ama fiyat nedir?' diyor.</span><br /><span style="color:#993399;">' Degisir 'diyor cerrah. 'erkek beyni kullanirsak 5000 Euro , kadin beyni kullanirsak 200 euro' Uzun bir sessizlik çökuyor Beyler gülmemeye çalisiyorlar. Hanimlarla gözgöze gelmekten kaçiyorlar. Ama aralarindan biri merakini yenemez ve sorar, </span><br /><span style="color:#993399;"></span><br /><span style="color:#993399;">'peki doktor bu fiyat farkinin nedeni nedir?.' Cerrah gülümser.</span><br /><span style="color:#993399;">' Eh tabi beyin de, ayni arabalar gibi' der, ' kadin beyinleri ucuz oluyor cunku akillarini çok kullandiklari için.. Kullanilmis akil, kullanilmis beyin. Erkek beyni hiç kullanilmamis, sifir km arabalar gibi pahali oluyor.'</span><br /><span style="color:#993399;"></span><br /><br /><br />Ben demedim walla, sadece güldüm :P<br />Sevgiler<br />~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-14689305507338395062008-04-16T14:18:00.003+02:002008-04-16T14:27:15.516+02:00Ağaçtan Burçlarİhmal etme sınırlarını aştığımı düşünerek en azından herkesin ilgisini çekebilecek bir posting yapmaya karar verdim :)<br />~mrl~<br /><br />Doğduğunuz gün, hangi ağaçtan geldiğinizi ortaya çıkarıyor. İşte tarihler ve özellikleriniz...<br /><br />23-31 Aralık : Elma Ağacı<br />01-11 Ocak : Köknar<br />12-24 Ocak : Karaağaç<br />25 Ocak-3 Şubat : Selvi<br />04-08 Şubat : Kavak<br />09-18 Şubat : Sedir<br />19-28 Şubat : Çam<br />01-10 Mart : Salkımsöğüt<br />11-20 Mart : Ihlamur<br />21 Mart : Meşe<br />22-31 Mart : Fındık<br />01-10 Nisan : Üvez<br />11-20 Nisan : Akçaağaç<br />21-30 Nisan : Ceviz<br />01-14 Mayıs : Kavak<br />15-24 Mayıs : Kestane<br />25 Mayıs-3 Haziran : Dişbudak<br />04-13 Haziran : Gürgen<br />14-23 Haziran : İncir<br />24 Haziran : Huş<br />25 Haziran-4Temmuz : Elma<br />05-14 Temmuz : Çam<br />15-25 Temmuz : Karaağaç<br />26 Temmuz-4Ağustos : Selvi<br />04-13 Ağustos : Kavak<br />14-23 Ağustos : Sedir<br />24 Ağustos-2 Eylül : Çam<br />03-12 Eylül : Salkım söğüt<br />13-22 Eylül : Ihlamur<br />23 Eylül : Zeytin<br />24 Eylül-3 Ekim : Fındık<br />04-13 Ekim : Üvez<br />14-23 Ekim : Akçaağaç<br />24 Ekim-11 Kasım : Ceviz<br />12-21 Kasım : Kestane<br />22 Kasım-1 Aralık : Dişbudak<br />02-11 Aralık : Gürgen<br />12-21 Aralık : İncir<br />22 Aralık : Kayın<br /><br />Elma : (Aşk) Cazibeli, fiziksel olarak dikkat çekici, etkileyici...Hoş bir auraya sahip. Flörtöz ve maceraperest ama hassas ve her zaman asik birtip. Sevmeye ve sevilmeye merakli. Sadik ve hassas bir es. Cömert. Bilimsel konulara yetenegi var. Bugün için yasar.Hayalgücü yüksek.<br /><br />Kestane : (Dürüstlük) Alışılmadık bir güzelliği vardır ama insanları etkilemek gibi bir derdi yoktur. Adil ve neşelidir. Doğuştan diplomattır. Çok kolay huzursuzluğakapılır ama her türlü ilişkisinde hassastır. Bazen olağandışı davranır. Sevgili bulmakta güçlük çeker.<br /><br />İncir : ( Hassasiyet) Çok güçlü, bağımsız, tartışmalara ve zıtlıklara fazla izin vermeyen, aile hayatına düşkün, iyi bir baba ve hayvan severdir. Sosyal bir kelebekgibidir. Espriden anlar, aylaklığı ve tembelliği de sever. Bencilliği vardır. Akıllı ve pratiktir.<br /><br />Dişbudak : (Hırs) Farklı bir çekiciliğe sahip, hayat dolu,talepkar, düşüncesizce hareket eden ve eleştirilere kulak asmayan biri. Hırslı, akıllı, yetenekli, kaderine hükmetmeyi seven, egoist olmaya elverişlidir. Ama ona güvenebilirsiniz. Bazen beyni kalbine hükmedebilir. İlişkiler çok ciddiye alır ve sadıktır.<br /><br />Kayın : (Yaratıcılık) İyi bir zevki vardır. Görünüşe ve kendi görüntüsüne önem verir. Materyalistik sayılır. Hayati ve kariyeri için çok ve düzenli çalışır. Ekonomiktir.Gereksiz risklere girmez. Makul bir tiptir. Diyet ve sporla fizikine dikkat eder<br /><br />Huş : (Esinlenme) Hayat dolu, etkileyici, elegan, arkadaş canlısı, gösterişten uzak, mütevazı, aşırılıklardan hoşlanmayan, kaba şeylerden nefret eden biridir.Doğal ve sakin bir yaşamı tercih eder. Fazla tutkulu değildir. Hayal gücü yüksek ve az hırslıdır. Sakin ve uygun ortamlar yaratır.<br /><br />Sedir : (Güven) Zarif, her ortama ayak uydurabilen, lüksü seven, sağlığına dikkat eden, kendine güvenen, başkalarına da biraz yukarıdan bakan biridir. Kararlı,sabırsız ve başkalarını etkilemeyi sever. İyimserdir ve beceriklidir. Tek ve gerçek aşkını bekler. Çabuk karar verir.<br /><br />Selvi : (Sadakat) Güçlü, fiziksel olarak kaşlı, her ortama uyabilen, hayatla fazla uğraşmayan, hoşnut, iyimser, paraya meraklıdır Yalnızlıktan nefret eder. Kolaykolay tatmin edilemeyecek kadar tutkuludur. Ama sadıktır. Modu çabuk değişir. Kurallara boyun eğmez. Biraz da ukala ve ilgisizdir.<br /><br />Karaağaç : (Asil): Müşfik, fiziksel olarak düzgün, giyimine dikkat eden, taleplerinde aşırılığa kaçmayan, insanlara neşe verebilen, liderlik etmeyi seven ama kendisialtta olmayı sevmeyen biridir. Dürüst ve sadık bir estir. Başkaları için karar vermeyi sever. Cömerttir. Pratik zekası güçlü ve iyi bir espri anlayışı vardır<br /><br />Köknar : (Gizem) Sıra dişi bir zevki vardır. Sofistike ve kadirşinastır. Güzel olan her şeyi sever. Dik başlı, çabuk mod değiştiren,bencil olmasına rağmen kendisineyakın olanlarla ilgilenen biridir. Çok mütevazı olduğu söylenemez. Hırslıdır. Memnun edilmesi zor bir sevgilidir. Çok arkadaşıvardır. Çünkü ona güvenebilirsiniz.<br /><br />Fındık : (Olağanüstü) Çekici, anlayışlı, insanları nasıl etkileyeceğini bilen, fazla talepkar olmayan, sosyal hayatta aktif ve girişken hatta dövüşken biridir.Popülerdir. Psikolojik durumu çabuk değişir. Kaprisli bir aşıktır. Ama dürüst ve eşine toleranslı davranır. Kusursuz bir yargı yeteneğivardır.<br /><br />Gürgen : (Zevk sahibi) Cool bir güzel. Diş görünüşüne ve bakımlı Olmaya dikkat eder. Zevk sahibidir. Başkalarını kendinden fazla düşünür. Hayati mümkünolduğunca kolay bir hale getirmeye çalışır. Disiplinli bir hayat için kılavuzluk eder. İlişkilerinde kibardır. Farklı Sevgililer bulmak ister. Duygularıyla ilgili olarak mutluluğuyakalaması kolay olmaz. Çoğunlukla da başkalarına güvenmez. Kararlarından da asla emin olmaz.<br /><br />Ihlamur :(Şüphe) Hayatin ona getirdiklerini kabul eder. Kavga ve tartışmadan nefret eder. Çalışkandır, tembelliği ve bencilliği hiç sevmez, streslidir.Yumuşak huyluve merhametlidir. Arkadaşları için çekinmeden fedakarlık yapar. Becerikli olmasına rağmen bunları değerlendirmesini bilmez. Mızmızdır. Kıskanç fakat vefalıdır.<br /><br />Akçaağaç : ( Özgür zeka) Hayal gücü ve orijinalliklerle dolu hiç de sıradan olmayan biridir. Utangaç, hırslı, gururlu, kendine güvenli, yeni deneyimlere aç biridir.Genellikle sinirli ve gergin bir yapısı vardır. Hafızası kuvvetlidir. Çok kolay öğrenir. Aşk hayati biraz karmaşıktır. Başkalarını etkilemeyi sever.<br /><br />Meşe : (Cesaret): Sağlam yaradılışlı, cesur, güçlü, bağımsız ve girişkendir. Acıma duygusu çok yoktur. İşini sansa bırakmayı sevmez. Ayaklarını yere sağlam basmak ister. Hareketlidir<br /><br />Zeytin : (Erdem): Güneşi, sıcak havaları sever. Makul biridir.Kibar duyguları vardır! Agresyon ve şiddetten kaçınır. Sakin ve toleranslıdır. Adalet duygusu gelişmiştir.Hassas, kıskançlıktan uzak bir yapısı vardır. Okumayı ve sofistike insanlarla muhatap olmayı sever<br /><br />Çam : (Titiz) Uyumlu ilişkileri sever. Dinç ve güçlüdür. Nasıl rahat edilebileceğini bilir. Doğal ve hareketli biridir. İyi bir partnerdir Çok arkadaş delisi değildir. Çabukaşık olur ama ateşi çabuk söner.Her şeyden kolay vazgeçebilir. İdeali bulana kadar her şey geçicidir. Güvenilir ve pratiktir.<br /><br />Kavak : (Tatminsiz) Fazla kendine güvenmeyen, sadece gerektiği zaman cesaretli olan biridir. Arkasının güçlü olmasını ve sıkı insanlarla muhatap olmasını sever.Çok seçicidir. Genellikle yalnızdır. Artistik bir doğası vardır. Kin tutar. İyi bir organizatördür. Felsefi takılmayı sever. Ama herdurumda güvenilebilir biridir. İlişkilerini de çok önemser.<br /><br />Üvez : (Hassasiyet) Dikkat çekici, neşe verici, bencillikten uzak dikkat çekmeyi seven biridir. Hayata bağlıdır. Yerine ve duruma göre hem bağımlı hem bağımsız olabilir. Zevklidir. Duygusal, hassas, tutkulu ve artistik özellikleri vardır. İyi bireş olur ama çok zor affeder.<br /><br />Ceviz : (Tutku): Garip ve zıtlıklarla dolu biridir. Egoist ve agresiftir. Beklenmedik tepkiler gösterir. Asil bir ruhu vardır. Spontanedir. Çok hırslıdır ve hiç esnekliğiyoktur. Zor ve alışılmışın dışında bir estir. Çok zor beğenir. Sadece takdir eder. Çok kıskanç ve tutkuludur. Uyum göstermek için fazla fedakarlık etmekten de hoşlanmaz.İlginç stratejiler üretir.<br /><br />Salkımsöğüt : (Melankoli) Güzel ve çok melankoliktir.Etkileyicidir. Güzel ve zevkli şeylere meraklıdır. Seyahat etmeyi sever. Hayalperesttir.Kaprisli ama dürüsttür.Başkalarının duygularına önem verir.Çabuk etki altında kalır ama beraber yaşanması zordur. Talepkardır. Sezgileri de kuvvetlidir.mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-49455514816149614092008-03-20T13:26:00.003+01:002008-03-20T13:39:47.417+01:00Yazın habercileri geldi...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhizXYlDMPF7hMgoZeJje8iAWarCGGr5xqV08mEx5vJkT_1H7GIrTcF9pjBegeyOFouRc55kzowwwuj97lcvdaMQeJX-Fd1FQ7gOdW2-UhTzYCsEOYINNcaSRlI_86fJC5hO14v7hTcE-g/s1600-h/leylekler.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5179799441111998466" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhizXYlDMPF7hMgoZeJje8iAWarCGGr5xqV08mEx5vJkT_1H7GIrTcF9pjBegeyOFouRc55kzowwwuj97lcvdaMQeJX-Fd1FQ7gOdW2-UhTzYCsEOYINNcaSRlI_86fJC5hO14v7hTcE-g/s400/leylekler.gif" border="0" /></a><br /><div>Bugün leylekler geldi, ofiste camdan gördüm onları...</div><div> </div><div>Geçen yıl gittikleri gibi, yine hiç aceleleri olmadan gökyüzünde dönerek uçuyor, hep birarada kalmaya özen gösteriyorlardı adeta...</div><div> </div><div> Google ana sayfada 'o' ları laleler yapmıştı bugün, baharın ilk günü yazısı geliyordu mousela üzerine gelindiğinde... Ciddende tam bir ilk gün oldu leyleklerin gelişiyle...</div><div> </div><div>Bahar yılın en güzel mevsimi bence, pırıl pırıl, umutlu, çiçek kokulu...</div><div> </div><div>Bahar beklentilerinizin gerçek olmasını diliyorum :)</div><div> </div><div>~mrl~</div><div> </div><div>p.s. Fotoğraf geçen yıl leylekler giderken cep telefonumla çektiğim karelerden.</div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-46538735170053898782008-03-11T12:17:00.002+01:002008-03-11T12:42:43.655+01:00sabah 3:30 - 6:30Günlük rutinlerimizde ne çok şeyin kıymetini bilmiyoruz!!!<br /><br />Gece yatarken ''iyi geceler!'' deyip gidiyoruz yatağımıza... Rutinya; sabah olacak, alarm çalıcak, yatakla vedalaşılacak, banyo ziyaretedilecek, ne giyeceğim diye gardropta derin kazı çalışması yapılacak, kısa sürede evden çıkılabilirse uzun süre trafikte sürünülecek, vs....<br /><br />Dün gece yatmadan canım babamın tansiyonu ciddi olarak yüksekti! Doktorumuz arandı ilaçlar alındı, inatçı tansiyon biraz olsun insafa geldi... ''-iyi geceler!'' dedik birbirimize, ama kapım açık yattım. Bizim yaramazlar beni uyandırmamak için son derece sessiz hastalanırlar :) Gece kalkmış kapımıda çekmişler usulca ama duydum tabii...<br /><br />Gece saat 3:20, babam koridorda volta atıyor ve ciddi acı çekiyor! Tuvalete gidiyor ama idrar yapamayarak acılar içinde yine kıvranıyor. Ne yapılır, sıcak mı konur soğuk mu? Ağrı kesici verilir mi? Ama neye göre ağrı kesici!<br />Hemencik Marmara Üniversitesi Acil Servise gittik! Neyseki daha önce gördüğüm manzaralar yoktu! Çok ilgilendiler babamla. Ağrının geliş şeklinden ve babamın kıvranmalarından böbrekte taş sorusu geldi akıllarına.Tahliller yapılacak, ilk önce idrar tahlili; babamın örnek sadece kan! Labaratuardan gelen cevap makine tanımlayamıyor bu sadece kan! Babama kocaman bir serum veriliyor içine morfin katılmış!<br />Doktorumuz çok şeker Burcu Hanım diyor ki, '-ben 6 tane düşürdüm, nasıl acı verdiğini biliyorum, sıkın dişinizi kısa sürede hafifleyip geçicek bu kriz!' Dediği gibi oldu, babam gözümün önünde 1 saat daha acısı hiç azalmadan kıvrandı. Sonra yavaşladı dedi... Rahat nefes aldık, ama morfinden yazık doğru düzgün konuşamaz hale geldi. Sonra röntgen çekildi, görünmüyor namussuz taş! Bir de ultrason dediler, ona da gittik.Ve kaçamadı daha fazla, göründü ultrasonda...<br /><br />Neler yapıcağımız öğrenip, sabahın 6:30'unda benim babamı keyiflendirme çabalarım ile açık pastane bulup, sıcacık simitler ile eve geldik :)<br /><br />Bunları neden yazdığıma gelince, benim gibi nette neden araştıranlara yaşanmış örnek olsun istedim... Hepimizin başına en abuk saatte en abuk şeylerin gelebilceğini düşünerek anlatmak istedim.<br /><br />Sebebi bilinmeyen bir ağrı karşısında ilaç alıp geçiştirmeye çalışmak çok ciddi sorunlara sebep olabilir.<br /><br />Herkese sağlıklı günler...<br />~mrl~<br /><br />p.s. Hastanedeki eskilik, bakımsızlık gibi sıkıntıları yazmayacağım, okumaktan sıkılırsınız!mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-54066734128702466412008-03-09T22:08:00.002+01:002008-03-09T22:19:53.939+01:00bilgi...Televizyonda yayınlanan bir program hakkında mail aldım, günlük hayata dair bilgiler var...<br /><br />Buyrun ;<br /><br />NASIL KANSER OLUNUR?<br /><br />05 Mart 2008 Çarşamba 10:28<br /><br />"Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır" diyen Prof. Topuz, öyle şeyler söyledi ki; göz göre göre kanser oluyoruz...<br />'Gerçekleri anlatırsam Türkiye sarsılır' Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı... Kanal D'deki bir programa konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı. Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı. Erkan Topuz, bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılardan bahsetti. "Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır" diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı. "Ben gerçekleri anlatıyorum. Ama çok fazla anlatmıyorum çünkü her şey sarsılabilir Türkiye'de" diyen Topuz'un sarsıcı açıklamaları şöyle:<br /><br />-Evde sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşmamalılar. Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)<br /><br />-Kanserle mücadele anne karnında başlıyor. Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller... Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.<br /><br />-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, hepsinden günde en azından 3-5 tane yesinler. Her bir renkte bir şeyler var.<br /><br />-Kırmızı et alsınlar gebeler haftada 2 kere. Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.<br /><br />-En tehlikeli yer halıdır. Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.<br /><br />-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven kullanın. Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)<br /><br />-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünüdür, kanserojendir. Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.<br /><br />-Her türlü deterjandan kaçınız. Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.<br /><br />-Beyaz olan her türlü iç çamaşırınızı muhakkak yeni aldığınızda en az 2 kere kaynatınız. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.<br /><br /> -Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.<br /><br />-Sebzeleri mevsiminde dondurup saklamakta fayda var. Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.<br /><br />-Radyasyon kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biridir. Televizyondan çok uzak duralım.<br /><br />-Çocuklarınıza haftada 2 kez balık çorbası içirin ama içine zerdeçal koymak suretiyle. Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.<br /><br />-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli. Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.<br /><br />-Kanola yağı kızartma için en uygun yağdır. Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.<br /><br />-Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri 15 günde bir yiyebilirler. Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.<br /><br />-Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.<br /><br />-Çocuklarımızı beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan koruyalım.<br /><br />-Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.<br /><br />-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır. Ucuz beslenmedir.<br /><br />-En faydalı gıdalardan birisi cevizdir. Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.<br /><br />-Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.<br /><br />-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.<br /><br />-Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.<br /><br />-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın. İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.<br /><br />-3 ayda bir suyunuzu değiştirin. Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.<br /><br />-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey... Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.<br /><br />-Meyva suyu yerine posasıyla tüketin. Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.<br /><br />-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.<br /><br />-Çocuklarımızı yeşil plastik sahalarda oynatmayınız. Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.<br /><br />-Havuzların iyi temizlenmesine dikkat ediniz. Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine kansere hazırlık yapıyorsunuz spor yerine.<br /><br />-Bütün beyazlatıcılardan kaçınız. Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.<br /><br />KANSER DALGA DALGA GELİYOR<br />Prof. Dr. Erkan Topuz, verdiği şu çarpıcı bilgi ise kanserin boyutlarını açıkça ortaya koymaktaydı: "Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer." Erkan Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, "Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller" diye konuştu.mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-64597771176100935872008-03-02T21:16:00.008+01:002008-03-02T22:31:48.916+01:00kesme şekerin hissetikleriGünler koşuyor bende peşlerinden kovalıyorum!<br /><br />Nasıl geçiyor ne anlayabiliyor ne yetişebiliyorum :) Bu birazzz ii bişi birazzz kötü :P<br />Ama heyecan kesinlikle keyifli...<br /><br />Kesme şekerin erimesini çağrıştıran ve hafif salaklaştıran birşey yaşadım bugün... Kesme şekere benzettim çünkü bir bardağa attığınız şekerin nasıl eridiğini dikkatli izlemişliğiniz varsa aynen bunu çağrıştıran bir deneyimdi :)<br /><br />Nasıl mı?<br /><br />Lunaparkta işte bu oyuncağa bindik :)<br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5173259036392823218" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF5HcRAq4KvN6C_4DOsdY4ORvYtH8Qn2ZIYI29MprrefFq7-xVo0tdK04-WFsut0v1t7nHaVIh2NsywUX2luCzFkxG6X5duylFQSOx9PioEJYq2bQ_Z60AN6-dYgwAzVsB5jZuiPNMXjo/s400/lunapark.jpg" border="0" /><br />Şahaneydi !!!<br /><br />Fiziksel olarak tepetaklak olmaktan benim kadar keyif alanlar için şahaneydi! Bir yer demirlerini görüyorsun bir gökyüzünü! Kaç takla attığını ne taraftan ne tarafa döndüğünü takip etme şansın yok! Benim en sağlam avantajım bu ters dönen, uçan kaçan oyuncaklarla aram hep iyiydi :) Midem bulanmaz - başım dönmez, çok ama çok eğlenirim :)<br /><br />Az biraz keyifler yoksa, yada stres tavan yaptıysa şiddetle tavsiye ederim...<br /><p>Herkese şapşahane bir hafta diliyorum...</p>~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-79095511352922830922008-02-07T22:16:00.000+01:002008-02-07T22:59:07.837+01:00Geciken 2. SobeSevgili <a href="http://basitbiryasam.blogspot.com/"><span style="color:#cc33cc;">Wegwarte</span></a> beni Aralık ayında sobelemişti. İlk sobemde yazdığım, yazamama sebeplerime yenileri eklendi :)<br /><br />Artık öksürük olayı kontrolden çıktı, doktoruma bir ziyaret = bir torba ilaç :) İşin güzel yanı 1 aydır ilk defa bugün az öksürdüm :)<br /><br />Gelelim hakkımda bilinmeyen 7 gerçeği açıklamaya :P<br />Bu biraz zor aslında, okuyanların az çok bildiği şeyler çıkıcak sanki...<br /><br />1* Doğduğum gün gülüyormuşum... Hastanede gülen bebek olarak adlandırılmışım :)<br /><br />2* 1,5 yaşındayken bile babamla inatlaşıyormuşum. İnatçıyım evet :) Ayrıca dozunda inat keyiflidir bile...<br /><br />3* Sürpriz yapmaya bayılırım... Herkesin hayatında sürpriz yapabileceği insanlar vardır.O şaşkın ifadeyi ne çok severim.Yazın annemlerin yanına Altınoluğa habersiz gitmelerim ve annemin gözlerindeki o sevinç benim için vazgeçilmez...<br /><br />4* Yemek yapmayı bilmem, ev işinden hiç anlamam :)<br />Ama elinde ben olan güzel yemek yapar derler, bu yüzden birgün yaparsam güzel olacağına inanıyorum...Öte yandan denemelerim de beğenilmiyor değil neyse ki!<br /><br />5* Sokaktaki hayvanlara yemek taşırım.Üşendiğim çok şey vardır ama bu bana hiç zor gelmez.Elimde bir kap apartmanın önünde çıkıp ''pisi pisi pisiii'' şeklinde yüksek sesle hepsini çağırırım.Nasıl duyarlar ne ara fırlarlar farkedemem bile en az 3 kedi gelir :) Geçen gün yine bizim sokakta oturan birileri benim yöntemle pisiliyordu :)<br /><br />6* Eskiden olsa ilk sıraya araba kullanmak yazardım, şimdi listeye girer mi acaba diye düşündüm.Evet hala seviyorum ama İstanbul trafiğinde değil...<br /><br />7* En bilinmeyenle bitirelim :)<br />İşten ayrılıp kendi ofisini açan bir deli :) Deli diyorum iş sahibi olan herkes böyle diyor çünkü :) Ama ben çok heyecanlıyım.Hayatımdaki yenilikler inanılmaz bir motivasyon sağlıyor.<br /><br />Blog ziyaretlerinin azalmasının en sağlam sebebi de tadilat aşamasında olmamdır :)<br /><br />Ben oyun devam etsin deyip kimseyi sobleyemiyorum, dönüpte takip etme fırsatı bulamayacağım için...<br /><br />~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-78556933299933112352008-01-28T12:40:00.001+01:002008-01-28T12:45:05.759+01:00Geciken SobeGeçen ay <a href="http://www.archisugar.com/">Archisugar</a> 'cım hayatımı anlamlı kılan 7 şeyi anlatmak üzere sobelemişti beni... <a href="http://basitbiryasam.blogspot.com/">Wegwarte</a>' cim de Hakkımdaki bilinmeyen 7 gerçeği açıklamak üzere sobeledi :) Ama araya giren telaşlı günler, minik yurtdışı gezisi, grip derken nihayet yazıyorum... İlk gelen sobe ile başlıyoruz...<br /><br />* Ailem ve baldan tatlı üyesi Ege'm... Ben büyük ailede büyüdüm, kocaman bir ailede; dedeli-babaanneli, amcalı-yengeli, kuzenli bir evde... Birbirlerine sımsıkı bağlı insanların yaşadığı, iftarların-sahurların, bayram yemeklerinin en az 20 kişi ile yenildiği, bahçeli, huzur dolu bir evde...<br /><br />Ailenin ne demek olduğunu çok küçükken öğrendim...<br /><br />* Dostlarım! Onlarsız olmaz... Gözünün içine bakıp bütün hikayeyi görebilen, koşulsuz yanımda olan-yanlarında olduğum özel insanlar...<br /><br />* Büyümesinden korktuğum; ama ısrarla, herşeye rağmen çocuk kalmayı başaran ruhum :) Heyecanını hiç kaybetmeyen, içinde kelebekler olduğuna inandığım ruhum :)<br /><br />* Çalışmak! Ortaya birşeyler çıkarmak, üretimi organize etmek bana inanılmaz keyif verir. Kendini çok oyalayabilen biri değilim, işim olmalı hep.En sevdiğim iş günü, saatin ne zaman geçtiğini farketmeden akşam olması ve koltukta kala kalmak :)<br /><br />* Gülmek-güldürmek, bardağın yarısı dolu demek :) Herzaman hayata pozitif yaklaşmak, çok inanıyorum ki hayata ne verirsen oda sana aynısını veriyor...<br /><br />* Çok sevmek - sevilmek... İnsanları olduğu gibi kabul edip öylece sevmek... En zoru ama en güzeli :)<br /><br />* İnanmaktan ve dilemekten vazgeçmemek ! İnanmak dünyanın en zor kavramı.Yürekten inanmak, kurcalamamak... Bunun yanında dileklere dikkat etmek.Hayat öyle sürprizler sunuyor ki inanmaktan ve istemekten vazgeçmeyenlere, mutluluk perisini sağ omuzunda piknik yaparken, papatya fallarında buluveriyorsun :)<br /><br />Bir sonraki sobemiz hakkımda bilinmeyenler olucak...<br />Herkese şap-şahane bir hafta diliyorum.<br />~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-28624887325763610592008-01-19T11:57:00.000+01:002008-01-24T16:45:35.302+01:00Grip + Kaçamak + Düsseldorf<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6WsgCZpRxNKTEPySHwGa8mW5bAptkJ7aHLbkBS4NlPRyj9UZkXdpbr-k9aaRlmO42D9gkZmP747XVoZ6L7UoEP3qc191Ih6iMbmmV5dZar3rXAMw23S4il_FS_0dyKchVIb0EDqf4ulA/s1600-h/duseldorf.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5157681010926056354" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6WsgCZpRxNKTEPySHwGa8mW5bAptkJ7aHLbkBS4NlPRyj9UZkXdpbr-k9aaRlmO42D9gkZmP747XVoZ6L7UoEP3qc191Ih6iMbmmV5dZar3rXAMw23S4il_FS_0dyKchVIb0EDqf4ulA/s400/duseldorf.jpg" border="0" /></a><br /><div>Zaman su gibi aktı yine... 20 güne ne çok şey sığdığına inanamıyorum :)</div><div></div><br /><div>10 gündür bitmek bilmeyen grip, deli öksürük, hastalığa rağmen Almanya ! </div><br /><div>Aylar öncesinden yapılmış bir plan vardı, kızlarla Düsseldorf' a gideceğiz.Ben Pazartesi işe bile gidemeyip evde sürünürken Salı sabahı uçaktaydım :) Ben ki 400-500 kare fotoğraf çekerim seyahatte, tek kare fotoğrafla döndüm.Düsseldorf'un renksizliğinden mi benim hastalığımdan mı bilinmez hiç çekmedim...Tek kare var, oda bu :) En beğendiğim şey pastalar oldu...Süperdi! Tekrar gitmem gerekse pastalar yeterli sebep !</div><div></div><div></div><div><d></div><div>Birçok arkadaşım benim gibi hasta oldu, ben çok komiktim ''asla hasta olmuyorum'' deyip kendime nazar değdirdim :) Başağrısı ve kuru öksürükle başlayıp, karda yatmışımda ciğerlerim bu yüzden parçalanıyormuş gibi sesler çıkararak öksürüyorum der gibiyim... Doktorum 3 günden önce ateşin düşmez dedi, 2 günde düştü de bu öksürük ne zaman biticek bilmiyorum...Geçer nasıl olsa :)</div><div> </div><div></div><div>Hayat sürpiz, hayat keyifli...</div><div> </div><div>Sürprizli bir hafta diliyorum herkese...</div><div>~mrl~</div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-33197355264768993582007-12-31T11:45:00.000+01:002007-12-31T13:20:16.438+01:00mutlu yıllar....<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXV4JstA0OxnnEEnby_UYgtvDqVfqA-tcAbiIldGQBHRl9HNoJPGWETutsiLStE5Y0SAr7w5rsn0RuDat2ThLzehyzcBEJzLiKK6LLk5bsWv-Ud5Kf_Q_ptP0N0mYepT-Q5Xk4nfU5ogw/s1600-h/mrl_yeniyil.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5150110624260715410" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXV4JstA0OxnnEEnby_UYgtvDqVfqA-tcAbiIldGQBHRl9HNoJPGWETutsiLStE5Y0SAr7w5rsn0RuDat2ThLzehyzcBEJzLiKK6LLk5bsWv-Ud5Kf_Q_ptP0N0mYepT-Q5Xk4nfU5ogw/s400/mrl_yeniyil.jpg" border="0" /></a>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-9643984181673470672007-12-06T10:04:00.000+01:002007-12-06T10:20:19.720+01:00Tankut Öktem'i kaybettik...Yine bir <a href="http://www.ntvmsnbc.com/news/428679.asp"><span style="color:#000000;">trafik kazası</span></a>, yine zamansız bir yaşamın kaybı !<br /><br />Türkiye önemli bir heykeltraşını kaybetti...<br /><br /><a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Tankut_%C3%96ktem"><span style="color:#000000;">Tankut Öktem...</span></a><br /><br />Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin değerli hocası...<br />Gördüğümüz beğendiğimiz birçok heykelde imzası olan bu başarılı insan artık yok!<br /><br />Üzgünüm çok...<br />mrl<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5140786640774641378" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJH2vqt4SimFr9awMddyBb2ttPlkKH4nuBn3Gp0GUuJ7XUbGp2QH1a9d8m-wsfhVcnXoVXJTrieJ5XWzCajjbXvEFq59tCzjSq2vBc_-E-tftY3yiTzUICDHYcAs9hq5T3yYEGJSgixPk/s400/sehitlik_yarali-asker_canakkale.jpg" border="0" /><br /><br />Fotoğraf; Google' dan Yaralı Asker Anıtı - Şehitlik- Çanakkalemrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-54418590371632369452007-11-25T21:03:00.000+01:002007-11-25T21:14:34.758+01:00Kasım sonunda İstanbul...<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5136871356522608738" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvRvcO7-QxJmc7yepmeSgScUw63C6oFsaW2Xwt7gW-X9yAN19HGmWyl4gEHP0kCI50igH_BcbXmDEEGa2fOdKtU6jWITYEtY6RInsc2cQxAxeKz7D2xh9wl3IXK_GuppApzB9sXYs2qNg/s400/vapurda.jpg" border="0" /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5136871562681038962" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMjQ5YiqFPFJkTI29ByoX7s_lASGY5uno46WONFtvWH05fgUVVyBjHXbeRqkUhh8cfN2__urLXbq3N6ldsMMTRQoKLFixwWXjecs2RDojQsAMr3Vp7R3eAWexqsGoYvFCOuGC8r3oiCRM/s400/vapurda1.jpg" border="0" /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5136871794609272962" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhEnLcmApsjsrY8CMZ6lYIY4nJvaF9uGhA_H4xmL6sWuLh8YR7yZq0sRmn8k0r0LRglLhUwtu_oAt_ff5lB8kImliqoCi4vWLYO51h11DtVFzqfUy5UnXqBClYpOjhs6i330a6r1XShpo/s400/vapurda2.jpg" border="0" />Harika bir Pazar günü yaşadık İstanbul'da... Dalgalar ve martılar şov yaptılar...<br />İstanbul'u özleyenler görsün istedim.Herkesin vapurdan martılara simit atmışlığı vardır mutlaka :) Arkada beyaz köpükleri görmeyi beklerken birileri simit atmaya başladı.Bende bu fırsatı değerlendirdim...<br /><br />~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-87128951240801371882007-11-17T20:29:00.000+01:002007-11-27T10:43:08.648+01:00Roma Günleri - 2<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRXB370KoVjIVE9I3jO95sAnzuhfKcGSbPSlpcz6GOo4VTS2EAJfC90WiBCstQSc0MC4QeEDx0g0ciYoP6eByLfLPqZwQz8VHogaUBfIm9bEsZNGGktHD5LjhN6Uw6qST20kDdrqZHj-4/s1600-h/Bazilika.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5135662653941266514" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRXB370KoVjIVE9I3jO95sAnzuhfKcGSbPSlpcz6GOo4VTS2EAJfC90WiBCstQSc0MC4QeEDx0g0ciYoP6eByLfLPqZwQz8VHogaUBfIm9bEsZNGGktHD5LjhN6Uw6qST20kDdrqZHj-4/s400/Bazilika.jpg" border="0" /></a><br /><div><div><div><div><div>İlk hristiyan imparator Constantinus, 324 yılında San Pietro Bazilıkası'nı Havari Petrus'un mezar yeri olduğu yere yaptırmış. 846 yılında Sarazenler tarafından Bazilika yağmalanmış ve Papa IV.Leo kilisenin etrafını yüksek duvarlarla kapattırmış. Bu yüzden Leonine Kenti olarak adlandırılmış ancak daha sonra Etrüks dilindeki adıyla Vatikan olarak adı değiştirilmiş.</div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5134615253151692754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1yLUEGYUwhBOkN8PzQNgtW8OsipWtEQxoFWsHElvVN2okuzHIWsDWy88n1nQMWvQt4SBStqxWTJFGK-9430dJlit5j1ZNfoIhS7qqenXd51WjgzI5EZwgPedZRbni8vioX-JiibanaMU/s400/San-Pietro-Bazilikas%C4%B1.jpg" border="0" /> <div>Vatikan 1378'den sonra papaların ikametgahı haline gelmiş.1929'da Laterano Antlaşması'ndan sonra İtalya'dan bağımsız egemen bir devlet olmuş. Papa bu minik devletin tek hakimi oluyor.<br /></div><div>Azizlere, şehitlere ve meleklere ait 140 heykeli olan bu devasa yapının Bazilikasında 60.000 kişilik ibadet alanı var.Bu sayı Vatikan'nın nüfusunun 100 katından bile fazlaymış :)</div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSvgLC4CDopZI6jPuP48NbpxylYpPTDKl_ZgKUYmIFa4Ehael2GDkQ9N1XBJnAvKewsrnW9d4bkJePiWjC_zYeQEKGxLclcxjrcS2pi3_i1R5HECqq14Tny2gddBLAnoeprjZ8v_C7gzY/s1600-h/Ä°sviçreli-muhafız.jpg"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlu9UU5oJH-68dgxCQGHQ5xmDsaxz4HBUQzSjmwoHfdlHGY_JSsf7LA63aEoXrEfix5KqLhfi0Lf6TSE8gBbGdLLVvgDI_1JVd9xw-pTOKpmUE8jE6LXU227IHfvpqYaQnYOmntpleQJ0/s1600-h/Ä°sviçreli-muhafız.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5134638948486264882" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlu9UU5oJH-68dgxCQGHQ5xmDsaxz4HBUQzSjmwoHfdlHGY_JSsf7LA63aEoXrEfix5KqLhfi0Lf6TSE8gBbGdLLVvgDI_1JVd9xw-pTOKpmUE8jE6LXU227IHfvpqYaQnYOmntpleQJ0/s320/%C4%B0svi%C3%A7reli-muhaf%C4%B1z.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><div></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicoLhUM0Kp__oKy7y1hYPxyhsx505_sKXt7MihoazsykQWQ80tffm4AkZT0kbubdT2LdYlyrBAH23tN0ThyphenhyphenT_BrLzl9m4RD7WKVrB2fUZeBqdDgnt0sO-hH9YuLIB6GmwJ1NZ42skpjTA/s1600-h/Ä°sviçreli-muhafız.jpg"></a>Vatikan muhafızları Michelangelo tarafından tasarlanmış mavi, kırmızı, turuncu renkli üniformalar giyiyorlar. Michalengelo her yaptığı ile Papa'ya aykırı gelirmiş.Üniformaları da o yüzden mi bu renklerle tasarladı merak ediyorum :)<br /><br /><br /><br /><div></div><br /><br /><div>Dan Brown' ın Melekler ve Şeytanlar isimli kitabında İsviçreli muhafızların kıyafetlerine espirili bir dokundurma var... </div><br /></div><br /><br /><div></div><br /><div><div></div>Vatikan San Pietro Meydanı, San Pietro Bazilikası, papalık sarayı ve bahçelerini kapsayan 1 km2'lik alandan oluşuyor. İlave olarak bazı yerler daha var, tabii isimlerini hatırlamıyorum.<br /><br /><div><div></div><div>Bazilika ve müzeyi gezmek tüm günü alıyor... 2. fotoğraftaki meydana geldiğimde tam bir hayal kırıklığı yaşadım! Her yer içeri girmek için bekleyen kalabalık kuyruklarla doluydu.Yanıma gelen şeker bir bayan tur düzenlediklerini, nereleri gezdireceklerini anlattı. Birde öğrenci miyim diye sordu :) Çok nazik olduğunu söyleyip teşekkür ettim :P</div><br /><div>Tur gayet uzun sürdü, harika heykeller, yer mozaikleri, duvar halıları, kopyalarını bildiğim tablolar gördüm...</div><div></div><br /><div>Birde cam bir tabuta konmuş Papa gördüm, fotoğraf çekilmesini engellemek için güvenlik sürekli yanında duruyordu. Kırmızı kaftanıyla bembeyazdı. Bakamadım!!</div><div></div><div></div><br /><div>Bazilika'nın en üst noktasına kadar çıktım.İnanılmaz dar ve çok merdivenlerden çıkılıyor.Yorulup dinlenmek istesen yolu kapatıyorsun, sadece tek kişinin geçebileceği genişliği var! Hatta kubbe şeklinde olduğu için bazı yerlerde dik bile yürünmüyor.Eğri yürümekten tansiyonum düştü hissi verdi bana :)</div><br /><div></div><div>Ama yukarı çıkınca 2. karedeki bu klasik fotoğrafı kendim çekme şansı buldum :)</div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3OCTakfQgVd7MF6aiyByIXvCWTs9Hhb7Ir5oCOd1Yu-p3Vh8I8w9pMqcjIhPIJQphqK4n9yC1Us0aRnVy_EcUzSD3qqge8RrHIuuyMj9SANsBjax8Rls5evdTTxrhM3JwdtBr1whyphenhyphen46E/s1600-h/bazilika"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5134631543962646546" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj3OCTakfQgVd7MF6aiyByIXvCWTs9Hhb7Ir5oCOd1Yu-p3Vh8I8w9pMqcjIhPIJQphqK4n9yC1Us0aRnVy_EcUzSD3qqge8RrHIuuyMj9SANsBjax8Rls5evdTTxrhM3JwdtBr1whyphenhyphen46E/s320/bazilika'dan-kesit.jpg" border="0" /></a><br /><br /><div>Burada en çok şaşırdığım, tüm kubbenin etrafı sabit şamdanlarla doluydu, hangi babayiğit bunlara mum yada yanan başka ne kullandılarsa yerleştirmeyi nasıl başardı düşünemiyorum :)</div><br /><br /><div></div><br /><br /><br /><div>Keyifli bir Roma gününün ayrıntıları böyleydi işte...</div><br /><div></div><div>~mrl~</div></div></div></div></div></div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-47569226546531479032007-11-10T14:39:00.000+01:002007-11-12T08:18:59.453+01:00Roma Günleri - 1Nasıl anlatıcam, nerden başliycam hatta ''yok yok anlatamiycam!'' paniğinden sonra rüya gibi geçen Roma günlerini ne kadar zorlarsam zorlayayım o tadı vererek yazmanın mümkün olmadığını farkederek ve herşeyi bir çırpıda anlatmak yerine birkaç yazı hazırlayabileceğimi düşünerek NiHaYEt başlıyorum! Gecikme için affedin, cidden paniğe kapıldım :) <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtEt8fQhxOzR7Wh-RhTruDohuyZN3PAvxxzv5NXImjX4hskWehLB0q2d0y-tuQ2BlQdRzbyv5D-Co0eDq5Z14OjcKodbqUXK-MVnwwzC26hI1coHe7R75sW2-ucOSX7M5i5pctPXF4TiU/s1600-h/bulutların-ustunde.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5131551899369132546" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtEt8fQhxOzR7Wh-RhTruDohuyZN3PAvxxzv5NXImjX4hskWehLB0q2d0y-tuQ2BlQdRzbyv5D-Co0eDq5Z14OjcKodbqUXK-MVnwwzC26hI1coHe7R75sW2-ucOSX7M5i5pctPXF4TiU/s400/bulutlar%C4%B1n-ustunde.jpg" border="0" /></a><br /><br />Sabah erkenden havaalanındaydım, THY' ı tercih ettiğim için çok mutluydum...<br /><br /><div><div>Hava ise süper güzeldi, dolayısıyla bulutların üstünde olmanın tadını çıkartarak heran fotoğraf çektim...</div><br /><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div>Fiumicino Havaalanına indik.2 saat 10 dakika sürdü uçuş. Trenle <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Roma_Termini_station"><span style="color:#cc33cc;">Termini</span></a>'ye gittim. Harika bir tren garı, tabii bunu gittiğim gün değil dönerken farkettim. Altında alışveriş merkezi ve metro var. Ülkenin birçok noktasına kalkan tren isimleriyle doluydu panolar. İstasyondan çıkıp taksi ile otele gittim...Takside gps vardı, benim komik telafuzumla söyleyemediğim otel adını yazdı taksici ve benimle italyanca konuşmaya çalıştı. Bu kısmına çok gülüyorum işte. Bilmediğini söyleyince vazgeçmiyorlar, bizim gibiler aynı :) Çok sıcak ve iyi niyetli insanlar. Bizde de böyle yaparlarya, karşındaki anlamıyorum deyince hece hece ve yüksek sesle + el-kol yardımı ile anlatmaya çalışmalar! Öyle çok yaşadım ki bunu :) Yazmadan geçemeyeceğim bir başka detay ise çok çapkın İtalyan erkekleri! Yalnız gitmeyi düşünen bayanlara duyurulur, aman dikkat !!'</div><br /><div>Çapkın şöför beni otele bıraktı, eşyaları yerleştirip fırladım.Henüz çok erkendi, otelden haritayı alıp sağa-sola dikkatle bakıp oteli bulamama ihtimalini ortadan kaldırmaya çalışarak keşfe başladım.<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5131214469558489586" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRFY7W7LYpiC2HHSnyeIuVQux39kTXrg9081HatCsptWp-HOy2M2gkXs2pS1nT_gdWV8-qGWB3_vQWz-WbA1gxfLDJoBTXNXVaVcgGjF2XFjJkmP4d3bk0sqYbGCK5z_ZdgMBZHphdt-Q/s400/ilk-kare.jpg" border="0" /></div></div><p></p><p>Bu Tevere (Tiber)nehrinin üzerindeki köprüden çektiğim ilk kare, bu harika yapının ne binası olduğunu dilerim sormazsınız, bilmiyorum :P </p><p>Aslında hergün önünden geçtim ama sadece İtalyanca yazıyordu...</p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXbjEn7JgLp3pMsJTLbCuuclLFelv1sQljLjy36nMMtqY-_xgm5MHNGKM3ixJZfRlkRLxLpQM9IPd-acql3sEdNV6Ey1O47x0qJWTlK4z-KrXuPUjtmKM9qYcPNZhAf4UK9Ll50UJZeac/s1600-h/piazza-navona.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5131669577178075746" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXbjEn7JgLp3pMsJTLbCuuclLFelv1sQljLjy36nMMtqY-_xgm5MHNGKM3ixJZfRlkRLxLpQM9IPd-acql3sEdNV6Ey1O47x0qJWTlK4z-KrXuPUjtmKM9qYcPNZhAf4UK9Ll50UJZeac/s400/piazza-navona.jpg" border="0" /></a><br /><p></p><p><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Piazza_Navona"><span style="color:#cc66cc;">Piazza Navona</span></a> halka açık gösterilerin ypıldığı harika bir meydan.. Her ne kadar ben yağmurlu bir günde bu fotoğrafı çekmiş olsamda cafelerle dolu burası.Hafta sonu ise herkes birşeyler satıyordu yine burada...</p><br /><br /><br /><p></p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1Y2psMkC8NamppVgjz049vm-ve-wLqZrEX7wWvXOXMTKYgWyOXzBonVS1U0JGmMHKXvGepKcOw9va-MSYhOZo8aCLQ3svz7e6je6C7M2L8oWcQSxPREMBrncxz9Eglz8ZKD5uLeFciAA/s1600-h/yagmurda.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5131669134796444242" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1Y2psMkC8NamppVgjz049vm-ve-wLqZrEX7wWvXOXMTKYgWyOXzBonVS1U0JGmMHKXvGepKcOw9va-MSYhOZo8aCLQ3svz7e6je6C7M2L8oWcQSxPREMBrncxz9Eglz8ZKD5uLeFciAA/s400/yagmurda.jpg" border="0" /></a><br />Ben İtalya'da turizm sezonu diye birşey varmı bilmiyorum ama birçok eserin etrafı çevrilmiş ve çalışmalar vardı.İşte onlardan biri! Plexinin arkasındaydı ve yağmurla birleşince nefis bir sonbahar çıktı ortaya... <p>Turizm demişken, ben artık bizim ülkemize turist gelmediği kanaatindeyim! İtalyanlara bay getirtecek kadar, çok hatta tarif bile edemeyeceğim kadar çok turist vardı Roma'da...</p><p></p><p></p><p><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5131677037536268914" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1D43AcCbE3oePFrv7-DoKC5G2PfSE0mMwHT16FqHKg4vFt-AegLeaVuw8rygLPIMSKNPGWP4GI34XecPf6W45LJxfo6ICnCSTquMAS0CWzTTd2nL9CBorAoRyHGpUH2vY4cuU6FcPPQg/s400/Trevi-Cesmesi.jpg" border="0" /></p><p>Tabii ki <a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Trevi_Fountain"><span style="color:#cc33cc;">Fontana di Trevi</span></a> - Trevi Çeşmesi ...</p><p>Dev bir sahne dekoru gibi ama hiç beklemediğiniz bir yerde ve anda önünde buluyorsunuz kendinizi ! Çünkü hep geniş açı objektiflerle çekilmiş fotoğraflarını görmüş olup ve onca meydanlardan geçtikten sonra kocaman bir yer beklerken mahalle arası hissi veren bir yerde karşınıza çıkıyor işte bu 18.yy'la ait eseri!</p><p>Aslında bu çeşme, bir zafer takı ve eski Palazzo Poli sarayının ön cephesi. Mitolojik yaratıklardan oluşuyor. Resimde de görülen üzerlerine <a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Triton_(mitoloji)"><span style="color:#cc33cc;">tritonların</span></a> bindiği, iki kanatlı denizatının çektiği bir deniz kabuğuna binmiş Neptün figürü ortadadır.Şaha kalkmış at denizin hırçınlığını, sakin olan ise dinginliği simgeler...</p><p>Gelelim inanışa :)</p><p>Roma'ya birkez daha gelmek istiyorsanız, bir bozuk parayı sağ elinizlesol omuzunuzun üstünden Trevi Çeşmesi'ne atmanız gerektiği söylenir.</p><p>Tabii ki paralar atıldı,beraberinde benim bir dileğim, diğeri ise <a href="http://mrlspage.blogspot.com/2006/12/ege-bebeim-bal-bceimmm.html">minik melek aşk böceğim</a> için :)</p><p>Sırada Vatikan var...</p><p>~mrl~</p><p>p.s. Heryer o kadar kalabalıktı ki, fotoğraf çekmek hep problem oldu...</p><p></p>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-81776896081417395742007-10-30T16:50:00.000+01:002007-10-30T17:02:46.831+01:00Rüya Şehir Roma<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc22auneTO43yeNnXrSytVaSpJa70SXZBPPnCtCvpjBxB3rKwmkHU5IfP3JAbYtcxf3kUu9rX8x3Bux6YXx51sKU00f5XrOt87mZ97qWRPbVaAyVD5hG8hQ1tqYYs7KEkV9mMW3wonyOA/s1600-h/Rome.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5127158022807568482" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgc22auneTO43yeNnXrSytVaSpJa70SXZBPPnCtCvpjBxB3rKwmkHU5IfP3JAbYtcxf3kUu9rX8x3Bux6YXx51sKU00f5XrOt87mZ97qWRPbVaAyVD5hG8hQ1tqYYs7KEkV9mMW3wonyOA/s400/Rome.jpg" border="0" /></a><br /><div>Rüya gibiydi, herşey çok güzeldi... </div><div>Hava harikaydı, güneşli ve çok sıcaktı :)</div><div>İtalya' da pizza yedikten sonra birdaha eskisi kadar keyifle pizza yiyemeyeceğim burada. Ben ki yemekle arası olmayan biri olarak ara sokaklarda küçük restorantlarda saatler geçirdim :)</div><div></div><div></div><div><d>Herşey o kadar keyifliydi ki, doğru kelimeleri bulur bulmaz anlatacağım nasıl bir tatil geçirdiğimi :)</div><div></div><div></div><div><d>cioa</div><div>~mrl~</div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-21698461555814992832007-10-24T16:36:00.000+02:002007-10-24T16:51:56.087+02:00Mutlu Roma YolcusuBen yine gidiyorum :)<br />Amsterdam istemiştim ama Roma'ya gitmeye karar verdim... Hava tahminleri kapalı diyor, hatta yarın yağmurlu olucakmış. Dolayısıyla pırıl pırıl fotoğraflarla gelebilecekmiyim bilmiyorum ama keyifli olacağından hiç şüphem yok... Üstelik heykelleri ne kadar çok sevdiğimi düşünücek olursak şap-şahane olucak...<br /><br />Roma' dan yeni fotoğraflar yakında burada :)<br />~mrl~<br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5124914125807357122" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgHSD4qhztxI9cdjnf2NMw-F_PDZphgFHgmIBOekmCl2ZlbUiqyI8cgP9QZrFeFmurVEBJzuwwQIn7JvMCDmdzI28Eu-3pBrZGgtOf4c9jGqKYwTfK5dOkVIlx_QZUSBWMmZC63gzoYhe0/s400/rome-07.jpg" border="0" /><br />p.s. fotoğraf Google'dan...mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-89750687700360326122007-10-20T22:26:00.000+02:002007-10-21T22:00:34.779+02:00Benim favori filmim...Sevgili <a href="http://archisugar.blogspot.com/2007/10/sobe-beni-benden-alip-goturen-film.html">Archisugar</a> beni sobelediğinden beri düşünüyorum, en sevdiğim en etkilendiğim film hangisiydi?<br /><div><div></div><br /><div>Çok film var muhakkak keyif aldığım, defalarca izlediğim ama <a href="http://www.imdb.com/title/tt0338013/">Eternal Sunshine</a>'ın yeri benim için başka...</div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3VLlT701_10-CtMB_chWUOw8fGXwzWGUhhFTyAXg7jvqia1CfhrZArlwaegj5URGNivJ4fuaf8TS4SD688e2IxmisPB9AiZ1FU3wtOHke-Sy46JbbgmHXqo6fWipEckoFGR06z7tD9Cg/s1600-h/eternal+sunshine.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5123526692456959154" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3VLlT701_10-CtMB_chWUOw8fGXwzWGUhhFTyAXg7jvqia1CfhrZArlwaegj5URGNivJ4fuaf8TS4SD688e2IxmisPB9AiZ1FU3wtOHke-Sy46JbbgmHXqo6fWipEckoFGR06z7tD9Cg/s320/eternal+sunshine.jpg" border="0" /></a><br /><div></div><div>Jim Carrey (Joel) ve Kate Winslet (Clementine) başrollerde harika bir film çıkarmışlar... Genelde herkes bu filmi söylediğimde Jim Carrey'den hoşlanmadığını söyler ama bu filmdeki rol ve performansa izleyip karar verin derim.Sinema tarihinin en iyilerinden biri kabul edilen bu film nedense çok duyulmadı yada duyurulmadı!</div><br /><div></div><div>Konusuna gelince, Joel iki yıl boyunca birlikte olduğu sevgilisinden şok edici bir haber alır. Clementine teknolojik bir deneye katılıp denek olmayı kabul etmiş, hafızasını sildirerek Joel'i tamamen hayatından çıkarmış hatta onu hatırlamamaktadır! Joel deliye döner ve aynı işlemden geçmek ve sevgilisini hafızasından sildirmek ister...</div><div></div><br /><div>Olaylar bu noktada bambaşka bir hal alıyor, ben daha fazla anlatmiycam :)</div><br /><div></div><div>NTV-MSNBC' de şöyle demiş bu film için;</div><br /><div>İSTANBUL - ‘Sil Baştan’ konusunu anlatarak ifade edilemeyecek kadar derin anlamlar içeren bir film. Karşımızdakine zaten öyle bir insan olduğu için aşık olduğumuzu unutarak ilişkileri bir iktidar çatışmasına dönüştürüp hayatlarımızı yok yere zehir ettiğimizi anlatıyor film.</div><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5123526314499837090" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDtg3d82DPY2Qk_H2YRuTu1ioXlG8VuMcm6L9TrjCGNFlYJ5edGQuo8V8ZG0e6ioWlAQ-vWiAcUacrBsImo969NZHdw2spmGBz_moGH8tqOk3RXo19yBHLexP6Otafj_JQ9ABlKfGYQhM/s400/eternal+2.jpg" border="0" /><br /><div></div><div>İzleyin derim :)<br />~mrl~</div></div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-91228610807431106742007-10-07T11:08:00.000+02:002007-10-07T12:12:47.505+02:00EFES PİLSEN - MINNESOTA TIMBERWOLVESİlk defa bir <a href="http://www.nba.com/"><span style="color:#6666cc;">NBA</span></a> takımı ülkemize geldi ve <a href="http://www.efespilsen.com.tr/guncel/haberler.aspx?SectionId=36"><span style="color:#6666cc;">Efes Pilsen</span> </a>ile dostluk maçı yaptı...<br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5118534596134243458" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggWZbzmIsSkYLrvVcEQbGDFM_eajrgbI79PFQkUQogscxieGUX6qv-G44zIuQn36lgcf1mYt0LkYl2DuD6t7MVqOh8lv56Sget-lyKsOM2zm4ziQYOwU-EGvmNzd6XxTKA9pAfG6cXdeM/s400/efes+minnesota.jpg" border="0" /><br />Kaçırılmayacak bir maçtı, kaçırmadım :)<br /><br /><a href="http://www.hurriyet.com.tr/sondakika/7436143.asp?gid=71&sz=56976"><span style="color:#6666cc;">Abdi İpekçi'de</span></a> heyecan doruktaydı, televizyondan izlemekte keyiflidir ama orada olmak bambaşka... Faul atışlarında öyle bir sessizlik oluyor ki oyuncunun topu sektirmesinin sesini çok net duyabiliyorsun!<br /><br />Maç çok kafa kafaya gitti ve kesinlikle Efes' in hakkıydı! Minnesota NBA'in çok güçlü takımlarından biri değil ok ama yine de bir NBA takımı... Bizim oyuncularımız o kadar çok 3'lük ve faul kaçırmasaydılar bu maç belkide 10 sayı farkla Efes Pilsen' nindi! Hatta Minnesota potasının altında bir türlü basket olmayan topla savaşmak zorunda kaldılar zaman zaman.<br /><br />Hele son sette Minnesota farkı neredeyse 10 sayıya çıkarmışken Efes coştu, farkı kapattı, atılan 3'lükle eşitlik sağlandı (tabii salonda kıyamet kopuyor- tezahüratlar coşmuş), aldık bu maçı derken üfff yani...<br /><br />Sadece 3 sayı ile yenildik !!! <a href="http://www.nba.com/europelive2007/turkey/"><span style="font-size:130%;color:#6600cc;">81-84</span> </a>!!!<br />Ama gerçektende tam bir dostluk maçıydı, Minnesot'nın da attığı tüm basketler alkışlandı, son set hariç tabii :) Son sette konsantrasyonu bozmak istercesine yuh çekti izleyici... Hiç gerek yoktuya, neyse...<br /><br />Molalarda ise televizyonda sürekli reklam girdiklerinden hiç izleyemediğimiz Efes Pilsen Smatch Team'in showu süper güzeldi... Video aradım herkesin izlemesi için ama bulamadım...<br /><br />Yorumların tamamını henüz okumadım ama Efes Pilsen adına başarıdır bu skor...<br /><br />Her attığımız basket olsa keşke...<br /><p>~mrl~</p><p>p.s. Fotoğraf NBA websayfasından...</p>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-1090347500429729282007-09-26T11:37:00.000+02:002007-09-26T12:41:56.462+02:0090'lar .... :)<p> </p><p>Günlerdir yerlerde sürünen tansiyonum beni yanına çekmeye çalışsada ona teslim olmayacağım şeklinde direniyorum... Sürekli günlerdir yazamadığım düşüncesine de sinir olmuşken biz 90'ların çocuklarıyla ilgili bir mail geldi bende hemencik paylaşmak istedim...</p><p>Ben avucuma tutkal döker nazikçe kaldırmayı elimin içindeki çizgilerin zar gibi ortaya çıkmasını çok severdim :D</p><p>Okuyun bakalım kendinizden neler bulacaksınız, neler ilave ediceksiniz....</p><ul><li>Süper Baba'nın müziğini flütle çalmışsanız </li><li>LC Waikiki veya benetton tüm renkleriyle kıyafetlerinizde önemli markalar olduysa... </li><li>SHOW TV'nin müziğini hala hatırlıyorsanız dup dıbu dıp dıp dıbı dıp dum...<br />Tabi ki bir de :İyi TV eyç bi bi, eyç bi bi iyi TV </li><li>Önce hüplet sonra gümlet' hayat felsefeniz olmuşsa </li><li>Bizimkiler dizisi ertesi gun okul oldugunu bi sureligine unutturduysa<br />Parliament pazar gecesi sinemaları müziğini duyduğunuzda içinizde hala garip duygular uyanıyorsa (yarın okul var hüznü, ailenin seni yatırıyor olmasına duyduğun kızgınlık, o güzel mavinin romantizmi...) </li><li>Polis Akademisindeki her sesi çıkaran adama hayranlık duyuyorsanız </li><li>Elm sokağında kabus yüzünden hala yatağın altına bakmaktan korkuyorsanız </li><li>Chucky yüzünden en sevdiğiniz oyuncağınızı bile göz önünden kaldırmışsanız </li><li>Okulda coca-cola kutusunu ezip mac yaptiysaniz (kızlar yan yatırıp üstüne tam ortasına ayagı yerlestirip ustune basıp yururlerdi, topuklu ayakkabı gibi olurdu) </li><li>Apartmanin altindaki zil veya taksi diafonuna basmak müthiş heyecanlı bir yaramazlıksa </li><li>Dört tekerlekli ayakkabının üstüne takılan patenlerden sonra roller bladeler size büyüleyici geldiyse </li><li>Bakkala gönderilmenin en güzel yanı küçük sarellenin dibini minik plastikkaşığıyla kazımak veya leblebi tozu yiyip konuşmaya çalışmaksa </li><li>Aterideki ördek vurmaca oyununda silahın nasıl çalıştığına hala kafa yoruyorsanız </li><li>Işıklı spor aykkabılar hava atmanın önemli bir unsuruysa </li><li>Bayramda harçlıklarla aldığınız ilk şey kinder süpriz yumurtasıysa(kağıdını tırnakla yırtmadan dümdüz yapmak da sabır ister doğrusu) (ben abimle birlikte çatapat diye bişi alırdım, duvara sürterek kıvılcımlar çıkarırdı :D )</li><li>Clementine sizde derin izler bırakmışsa (bugun gibi hatırlıyorum sözlerini, tek kelime fransızcam olmasada :D )</li><li>Kasete kayit yapilabilmesi icin alt tarafinda bulunan karelerin bantla kapatilmasi gerektiğini öğrenmenin önemini biliyorsanız </li><li>Commodore 64'de tornavidayla kasetin kafa ayarını yaptıysanız </li><li>Anne saat kaç, simiiit, birdir bir, çay kahve gazoz, akşam ebesi, dansa davet, çatlakpatlak, yakan top gibi kalabalık oynanan sokak oyunlarından sonra anneniz sizi balkondan yemeğe çağırmışsa </li><li>Bandıra bandıra ye beni' şarkısını hızlı söylemeye çalıştığınız günler varsa </li><li>Rönesans sanatçılarını ilk kez Ninja Kaplubağaların ismi olarak tanıdıysanız </li><li>Tele On diye bir kanalı hatırlıyorsanız </li><li>Haftasonları çizgi film izlemek için erken kalkmanın ne demek olduğunu biliyorsanız </li><li>Beğenseniz de beğenmeseniz de tüm çizifilmleri art arda izliyorduysanız </li><li>Seden Gürel'in neden öyle giyindiğini şimdi sorguluyorsanız </li><li>Müzik yelpazesi hayatınıza büyülü yabancı müzisyenler kattıysa </li><li>Tetris'i süper hızla oynayabiliyorsanız, </li><li>MIRC ergenliğinizin önemli bir parçası olmuşsa(a/s/l ne demek biliyorsanız) </li><li>ICQ nun 11 haneli rakamını ezberlemeye çalışmışsanız. </li><li>Pili bitmesin diye kasetleri kalemle havada sarmışsanız, </li><li>Çizgifilm şarkılarının ingilizce veya japonca olsa da ezberlemişseniz </li><li>Kokulu silgiye, deftere, kaleme harçlığınızı yatırdıysanız. </li><li>Eti Puf, ABC, Balık Kraker, Negro, Bonibon, Topitop, Yumiyum...vbçok seviyorsanız ve her zaman yeme kabiliyetiniz varsa </li><li>Küçük bir kızken Sindy ile Barbie'yi karşılaştırıyorduysanız </li><li>'Hey Corç versene borç' deyince cevabı hemen yapıştırabiliyorsanız </li><li>Macarena dansını yapabiliyorsanız </li><li>TV den çekilmiş çizgifilmli sayısız kere izlediğiniz VHS leriniz varsa </li><li>Telefonların jetonla çalıştığını hatırliyorsanız </li><li>İstop diye bağırdığımızda renk yakalamaya çalışırken onun aslında stop olduğunu uzun zaman önce çözmüşseniz </li><li>Saçları renkli ve uzun patlak gözlü çirkin trolleri bile bir furyada satın almışsanız. (Benim için hala çok özeldir kendileri)</li><li>Capri Sun ın reklamı ve melodisini hatırlıyorsanız. </li><li>Power Rangers'ın renklerini hatırlıyorsanız </li><li>Mc Donalds a gitmek için ailenize yalvardıysanız </li><li>Olacak O kadar, Yasemin'in penceresi, Hadi Anlat Bakalım, Adam Olacak Çocuk, Saklambaç.. gibi programları hatırlıyorsanız. </li><li>Lambada'nın müziği kulağınızda çalabiliyorsa </li><li>'Nereye çufçufluyoruz'un kimin dediğini biliyorsanız. </li><li>Sayısız joystik kırdıysanız ve gün gelince artık joystik satılmadığını fark ettiyseniz </li><li>Fame City cennetle eşdeğerse </li><li>Uhuyla oynamanın zevkini biliyorsanız </li><li>Kolalı jelibonun önce kapağını yediyseniz annenizin poşetler dolusu taso,misket, sporcu kağıtları, gazoz kapaklarını attığını öğrenince ağladıysanız </li><li>Peçete, kağıt, poşet vb... koleksiyonu yapmışsanız </li><li>okula siyah önlükle gitmek </li><li>Kayahan, Nilüfer, Sezen aksu, Baris Manço ile büyüdüyseniz!!!!</li><li>Acidçi misin metalci mi dediyseniz...</li><li>Moruk - herıld yani dediyseniz....</li><li>Ne sorusuna zonk cevabi vermekten zevk duyduysanız, </li><li>Büyüteç ile kagit yakıp, siyah kagitlarin beyaza oranla daha kolay yandigini kesfettiyseniz...</li></ul>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-72031879908636223072007-09-17T21:11:00.000+02:002007-09-19T18:42:57.369+02:00Paris notlarıHiçbirşey düşünmeden çıktım yola, tek bildiğim gitmem gerektiğiydi!<br /><br />Nasıl olucak, ne olucak bir önemi yoktu hiç... Bir planım vardı ve asla iptal etmeyi yada ertelemeyi istemiyordum...<br /><br />Harikaydı!<br /><br />''İyi ki yapmışım!'' isimli listemde üst sıralara yazdım Paris'i :)<br /><br />10 günüm daha olsa harika olurdu! Nerede olduğunu bilmeden ve hiç önemsemeden gezmekten inanılmaz keyif aldım... Elimde harita, istediğim heryere gitmeyi başardım! Konuşmazlar dedikleri Fransızlarla hiç sıkıntı yaşamadım, aksine çok keyifli diyaloglar geçti aramızda :D<br />Fauchon isimli çok şık bir pastane(-şarküteri)de 4 kişinin oturduğu bir masaya oturarak harika bir sohbet yaşadım! Solumda oturan bayan poşetlerimin yere düşmesiyle bana takılmaya başladı, çok keyifli bir sohbet başladı. Türk olmama anlayamadığım tepkiler verdiler genelde! Hani uzaylıyım demedim ki! woooow kıvamında bir sesten sonra;- ülken harika, İstanbul büyüleyici, Kapadokya şöyle güzel.... gibi harika şeyler söylediler...<br /><br />Sonra sağımda oturan iki Fransız bayan da sohbete katıldı, böylece 5 kişi Türkiye ağırlıklı bir sohbet oldu...<br /><br />Bir günde metroda otururken göz ucuyla çok yakınımda bir hareket farkettim ve fırladım hemen! Annem yaşlarında öğretmene benzeyen bir bayan ne oldu der gibi baktı gülümseyerek...<br />- 'Fare ' dedim...<br />- Nerde?<br />- Orda!<br />- Çok çok küçük ...<br />- Ama fare!<br />- Metroda çok normal !!!!<br /><br />Ve yine nerelisin sohbeti, İstanbul sizin nehir çok güzel, ah bizim ki boğaz :)<br />Bir de kayalar gördüm ben evet orasıda Kapadokya... ay yaaa Kapadosyaaaa şeklinde çok zevkliydi bu sohbetler :P<br /><br />Ben Kapadokya konusunda sesliğimi koruyup hala görmediğimi söylemedim! Bu kış ilk gitmek istediğim yeri biliyorum yani :P<br /><br />O kadar çok yürüdüm ki, akşam yattığımda bacaklarımı hissetmiyordum! Metroyu kullanmadan heryeri görmek istediğim için saatlerce yürüdüm... Baktım bu iş böyle olmayacak, evet buraları gördüm artık yürümemek gerek deyip metroyu kullanmaya başladım. Hatta nerede aktarma yapmam gerektiğine kendim karar vericek noktaya bile geldim :)<br /><br /><br />İlk gün Türklerle karşılaştım. Ayaküstü sohbet ederken nerden-nereye yürümek gerek şeklinde elimizde haritalarla yol ararken 'Unesco Dünya Barış Yılı'' konseri için geldiklerini söylediler. Birlikte Louvre Müzesine yürüdük ve gezdik.Ertesi gün konser verdi, semazenler eşliğinde. Davet ettiler, tabiiki gittim! Çok izlemek istediğim birşeydi ve ne ilginçtirki Fransa' da izleme şansım oldu! Aralık ayında Konya'da bir organizasyon olucakmış. Tarihini buradan yazarım ilgilenenler için...<br /><br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111944450310129522" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWtD_V4rWjl3ZUFuEGtGrY22rpe1nrw6PDjsURVO43A5Qm5N-0ukR4KZXSt3ARCZjguCRaT1B5atsbHtsBefg73wfzAWqm9ve7DPikPNdNUSV9hhY66yzb219giF89O2H0JccE5nakFGE/s400/Mevlana-y%C4%B1l%C4%B1.jpg" border="0" /> Louvre Müzesi çok güzeldi, söyledikleri doğruysa her bir eserin önünde 30 saniye kalarak tüm müzeyi gezmek 4 ay sürermiş! Biz saatlerce gezdik, bildiğim sevdiğim tabloların orjinallerini görmek çok güzeldi. Heykeller ise olağanüstü güzeldi! Tekrar gitsem Paris'e yine bir günümü buraya ayırırım!<br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111879750922782434" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8aiTTqa6c-U_B2Hwb9nGrnN9o5-lDEALPUn7yKT5XnSE2yRVl9JMuDZ70ZBCWKW4Rf11bI-2nbZdevmAAns2DQq101n0jSDWTzSQa3vuNJG-JF442X_HNN6LHLgDBLGZMM3z2InW9_uI/s400/louvre.jpg" border="0" /><br />Yorgunluktan bitmişken İslam Eserleri'nin olduğu bir salonu duyduk ve tabiiki orayıda görmeden çıkamazdık! O kadar çok İran, Mısır gördüm ki e hani nasıl yani derken nihayet büyük bir salonda İznik Çinileri, Türk Halıları gördük...<br /><br />İşin komik yanı, bu kadar dünya insanını ağırlayan bir müze, hatta şehir asla ingilizce bir bilgi yazmıyor hiç biryerde!<br /><br /><br />Müzeler, kiliseler, sokaklar heryer çok güzeldi...<br /><br /><br />Notre Dame Katedraline iki defa gittim. Cumartesi çok çok kalabalıktı, ama yine de çok huzurluydu...<br /><p><br /></p><p><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111936796678407986" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaVWxdrtlGZb7IqmJ0zmtvVV_tjgLUO9wkZIt5jm1E4RmwO2uDjCZ2Myy4xLcJljwrpahEaUDadk3ItXWugspx3mmZCO5ZDNX5zEmaJQFOaxaNY2qBBsdR453qEaDnOG3doE9D45rOnlQ/s400/kutsalruh.jpg" border="0" /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111940078033422146" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgT-7AwU5x6cF8rItLizFVvqfpbZNZMghdAOk6BY2zuTBG4rKKFm9LlGFw5amLd4C2iBhimrgALubmroRbwTUYTlEtRHOb6_sIz-XPADJdyfgVFd5w9QB3dVdvi_LD-ZQs1Z8XhT4G4ToA/s400/baba-olarak.jpg" border="0" /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111940322846558034" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAqwpbgQnVqfU2d3JHy44Rum9xMPSSkIgwex9peskYVy9ySkAiHfnYc24FbNffLV7xj7qqxbpa1YZh9chFh3iB76n0EUtmXzrBJMu5zXwGtUDB148oID3XdE0d6rX27fkJERtK9JnNpjA/s400/Hz.-isa-ogul.jpg" border="0" /><br />Uzun yürüyüşlerden birinde Diana'nın trafik kazası geçirdiği alt geçide geldim! Ölüm yıl dönümünün üzerinden bir hafta geçmişti sadece ve çiçekler hala duruyordu! </p><p><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111940726573483874" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj190ake-BcDPnqiaQcW3Kj_1enwFD6Z_OdHQvT5L2dzGW9cldpL7lgRpm_qQPNMN39YjKoRz3EioDKaV56hKx2gFdHP2EXklQG1qmlXFl1LI8hjPF4YFC3QDyaP533ukrT_0oRhWwsU88/s400/prenses-Di.jpg" border="0" /></p><br />Herkes heryerde bisiklet kullanıyordu, buna bayıldım. Üstelik bisiklet istasyonları var, kredi kartınla bisiklet alıp şehrin diğer ucunda bırakabiliyorsun. Taksi bulmanın bu kadar zor olduğu şehirde eşsiz bir çözüm geliştirmişler. Unesco' ya gitmek için taksi bulmak inanılmaz zordu!<br /><br /><br />Eiffel Kulesi'nde en yukarda neredeyse herkes Türk'tü :) Yukarıdan manzara çok güzeldi... Hiç yükselti yok, bu çok ilginçti. İstanbul'dan sonra düz şehirler bana tuhaf geliyor...<br /><br /><br /><br />Gece çektiğim fotoğrafları çok sevdim, minik treepodumu yanıma almayı unutmasaydım eğer hiç titrememiş harika fotoğraflar çekebilecektim. Bir dahaki sefere artık :)<br /><br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5111892485500815138" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiDGCItQEZtHcQ7XGFanSo3phgXzzFcREmLs4HTrR10N5bitNP4Wcld6EWm-SR1HW1apUeF6F-VYVkGiclHS1uIAqv1Di2Ofy6F7GBpERPCMdgSUKTH1sWza6-ZJbBMRhyIE0cMEjmOGx8/s400/eiffel-tower.jpg" border="0" /><br />Trafikte sevimli bulduğum bir başka minik ayrıntı, yayalar için kırmızı yanarken normal bizdeki gibi.Ama bekleme süresinin uzun olduğu yerlerde kırmızı adamın elleri belinde :) Çok uzun yürüyünce bu ayrıntıyı farkedip hemen oturacak yer bakabiliyorsun...<br /><br /><br />Daha anlatabileceğim neler neler var ama yeter, ben yine gitmek istiyorum...<br /><br /><br />Amsterdam' a mesela :)<br /><br />~mrl~mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com18tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-48315184138769602932007-09-10T23:16:00.000+02:002007-09-11T07:52:21.695+02:00Je T'aime Paris :)<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxcOp48FYJ9gExtB7dIbXopDzZLcdR88Lq3MTgTCpOmqTkFPiZVdF_zW2gY2hUZLx-f9tMBO1cDoRgIhCCaFfosWDhsuOjBIgrudsYPaQn1eROVb2yZX-aMuOIlkjnKp0PRM1ndkFqXtM/s1600-h/donus.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5108693683313745010" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxcOp48FYJ9gExtB7dIbXopDzZLcdR88Lq3MTgTCpOmqTkFPiZVdF_zW2gY2hUZLx-f9tMBO1cDoRgIhCCaFfosWDhsuOjBIgrudsYPaQn1eROVb2yZX-aMuOIlkjnKp0PRM1ndkFqXtM/s400/donus.jpg" border="0" /></a><br /><div><div>Zaman öyle çabuk geçti ki!<br />Elimde haritam, cebimde metro biletlerim ve dilinden hiçbirşey anlamadığım ülkeden Paris'e aşık vaziyette ayrıldım :)<br /><br />Hava inanılmaz güzeldi, bir ön hediye gibiydi aslında!<br /><a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Birthday"><span style="color:#cc33cc;">Bugün</span> </a>yapılacak çok ama çok işim var :D<br /><br />Benim gözümden Paris yakında burada...<br /><br />~mrl~</div></div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-14774313245580589212007-09-03T15:33:00.000+02:002007-09-03T15:44:09.068+02:00leyleklerden sonra sıra bende ...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixSefcMYUKszvmUs4JfeK8aLoMeNiHAebVbMVn8iMeVES4d0AfIcNuDHqEdDedXAfxwB9x9tp6t44uBIyUJRkN_tenh7jQ1cwtrHRwdtHTsUqQRBPfpmtxP3fLBvu3LfmmfOo0gRd18X8/s1600-h/Eiffell.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5105971223803894866" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixSefcMYUKszvmUs4JfeK8aLoMeNiHAebVbMVn8iMeVES4d0AfIcNuDHqEdDedXAfxwB9x9tp6t44uBIyUJRkN_tenh7jQ1cwtrHRwdtHTsUqQRBPfpmtxP3fLBvu3LfmmfOo0gRd18X8/s400/Eiffell.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><div></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></span> </div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></span> </div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"><br>Birkaç gün buralarda olmayacağım...</span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></div></span><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"><br>Biraz uzaklara gidip, kuleye çıkacağım...</span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"><br /></div></span><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"><br>Kendinize iyi bakın :)</span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"><br /></div></span><div><span style="font-size:130%;color:#993399;"></span></div><div><span style="font-size:130%;color:#993399;">~mrl~</span></div>mrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-6714859866297185514.post-58056690265604043462007-08-23T14:45:00.000+02:002007-08-23T15:12:55.475+02:00süper bir kampanya<span style="color:#993399;"><em>Bir arkadaşımdan gelen e-mail ile süper bir kampanya başlattıklarını ve başarıyla yürüttüklerini öğrendim... Katılmakta çok kolay... Hele ki bir ufaklığın o paketi alıp heyecanla açacağını hayal etmek olağanüstü güzel...</em></span><br /><br /><em><span style="color:#993399;">En altta çocukların isimleri, okulları ve sınıf isimleri var, düşünün ne kadar geride kaldı o yıllar ! Ben 5A dan mezun olmuştum, siz hatırlıyormusunuz sınıfınızın adını ve okul numaranızı? O numara benim için hala güncel, şifre lazım olduğunda :P</span></em><br /><span style="color:#993399;"><em></em></span><br /><span style="color:#993399;"><em>Ben haftasonu zarfımı hazırlayacağım, katılmak isteyenler için e-maili aynen kopyaladım...</em></span><br /><span style="color:#993399;"><em></em></span><br /><span style="color:#993399;"><em>~mrl~</em></span><br /><br />"Amca, zenginlikten insanlık iyidir..." Erkan Yıldırım, K. Maraş Muallim Hayrullah İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisinden mektup (2002 Kampanyamızdan)<br /><br />Sevgili Dostumuz,İhtiyacı olan ilköğretim öğrencilerinin basit kırtasiye araçlarını karşılamayı ve onları okumaya teşvik etmeyi amaçlayan "Mektuplu Kırtasiye Yardımı Kampanyası"nın 8.sine başladık!<br />Aktif İleti (Dağıtım) olarak 2000 yılından beri her öğretim yılı başında düzenlediğimiz bu kampanyalarla, Edirne'den Van'a; Ardahan'dan Adapazarı'na kadar yüzlerce okulda 170.000'den fazla küçük arkadaşımıza yardım paketleri ulaştırdık.Kampanyamızda, yardım paketlerini doğrudan öğrencilere teslim ediyoruz. Pek çok öğrencinin yazdığı teşekkür mektuplarını da toplayıp sizlere ulaştırıyoruz! Tüm bu hizmetlerimiz ücretsizdir!Her paketin tek tek teslim ayrıntısını; bu güzel anların fotoğraflarını; daha önce kampanyalarımıza katılmış onbinlerce yardımseverin ve öğretmenlerin ziyaretçi defterimizdeki yorumlarını ve öğrenci mektuplarından bazılarını sitemizde görebilirsiniz. (bkz. <a href="http://www.aktif.com/" target="_blank">http://www.aktif.com/</a> / Hakkımızda / Sosyal Sorumluluklarımız) Kampanyamız 16 Eylül 2007'ye kadar devam edecek. Takip eden haftalarda paketler öğrencilere teslim edilecek.<br /><br />Paket (A4 büyük zarf) içinde şunlar olacak: 1 kitap (öykü, Bilim Çocuk dergisi vb.), 1 defter, 2 kurşunkalem, 1 kalemtraş, 1 silgi, 1 cetvel, 1 kutu (6'lı) kuruboya, 1 lolipop şeker, 1 diş fırçası, 1 küçük boy diş macunu (..ve bir de sizin mektubunuz!)--Lütfen zarfa belirtilenlerin dışında birşey koymayın; diğer çocukları üzebilirsiniz!<br /><br />KAMPANYAYA KATILMAK İSTERSENİZ:<br />A) Hazır paket siparişiyle katılmak için (adedi 5 YTL); <a href="http://www.abonet.net/" target="_blank">http://www.abonet.net/</a> adresinden veya 0212 314 08 88 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz. (Faks no: 0212 222 2710; Hesap no: Garanti Bankası 028-6297245 / İş Bankası 1188-301471)<br /><br />B) Ya da kendi hazırlayacağınız paketleri; a- İstanbul merkezimize teslim edebilirsiniz. (Adres: Aktif İleti ve Dağıtım, PERPA Tic. Merkezi Kat: 13 No: 1969 Okmeydanı - İstanbul) b- Posta / kargo ile adresimize gönderebilirsiniz. (Lütfen zarflarınızın üzerine ad-soyad ve adresinizi yazmayı unutmayın. Takip etmeniz için gereklidir)<br /><br />c- İstanbul'da 100 adetten fazla paketiniz olursa 0212 314 08 00'e telefon edin; gelip adresinizden ücretsiz alalım.Lütfen bu mesajı yurtiçi veya yurtdışındaki dostlarınıza da iletin. Her iletim, çok uzaklardaki bir çocuğun daha kitaba, şekere ve yaşama sevincine kavuşmasını sağlayabilir!Saygılarımızla,Yusuf KöseAktif İleti ve Dağıtım A.Ş. Yön. Kur. Bşk.<br /><br />Geçtiğimiz yıllardaki kampanyalarda bize gelen bazı mesaj ve mektuplardan örnekler:<br />"Böylesine işe yarar bir kampanyayı geleneksel hale getirdiğiniz için binlerce teşekkürler."Aysun Karataş, 16.02.2007<br /><br />"Şu anda gözlerimdeki yaşlardan klavyeyi zor görüyorum. Keşke mümkün olabilseydi de 10 değil binlerce zarf yapabilseydim. Binlerce gülücük pırıl pırıl yüzlerde yerini bulabilseydi.. Taaa Ağrı'ya, Çukurca'ya gitmiş, 8 yaşındaki kızımla birlikte hazırladığımız zarflar.. Çok teşekkürler Aktif Dağıtım. Kalplerimizdeki bu sevgi hiç bitmesin."Sibel İnal, 15 Ekim 2005<br /><br />"Kampanyadan geçen yıl haberim oldu, birçok arkadaşıma ilettim. 40-50 kadar zarf hazırladık ve yolladık. İçine koyduğumuz mektuplara cevap gelince inanın hüngür hüngür ağladım. 37 yaşındayım, bu zamana kadar hiç bu kadar mutlu olmamış ve kendimle hiç bu kadar gurur duymamıştım... Teşekkürler Aktif Dağıtım..<br /><br />"Meltem Başoğlu, 9 Eylül 2005"Merhabalar, kampanya ile kırtasiye malzemesi yolladığımız bir öğrenciden mektup aldım bugün. Gerçekten sizlere teşekkür ederim."Bilge Diren Güneş, 7 Aralık 2004<br /><br />"Merhaba, Kampanyanız sonucunda, paketi alan miniklerden gelen resimli mektubu aldım bugün. Bir insana ulaşabildiğinizi görmek çok güzel bir duygu... Seneye daha çok insanın katılması için elimden geleni yapacağım. İyi çalışmalar."İlkay Holt, 25 Kasım 2004<br /><br />Öğretmen Mektuplarından:"Bir yıllık aradan sonra Aktif Dağıtım çalışanlarını tekrar aramızda gördük. Öğrencilerimizin ve bizlerin ne kadar mutlu olduğunu anlatamam. Yine yardım kolisiyle geldiler ve paketlerini alan öğrencilerin mutluluklarını görmenizi isterdim. Selam ve saygılarımla.<br /><br />"Naci Özmen, Adana Yakapınar İÖO öğretmeniÖğrenci Mektuplarından:"Gönderdiğiniz yardımlar için çok teşekkur ederim. Bizi çok sevindirdiniz. Yetimler, fakirler, hiçbirşey alamayanlar çok sevindiler. Sağolun."Asiye Doğan, Çorum, Alaca, Tutaş İÖO 7A<br /><br />"Kim olduğunuzu bilmiyorum ama çok iyi bir insan olduğunuzu çok iyi biliyorum.. Ellerinizden öper, saygılarımı sunarım."İsminur Akbayır, K. Maraş Dulkadiroğlu İÖO 4E<br /><br />" Zarfı açtığım zaman şöyle düşündüm. Uzaklarda da olsa bizim okumamız için yardım eden iyi kalpli insanlar varmış. Ben de böyle yapmak isterim."Sinem Tekdemir, Uşak Bozkuş İÖO 4Amrl's pagehttp://www.blogger.com/profile/11372071952675936306noreply@blogger.com10