Nasıl anlatıcam, nerden başliycam hatta ''yok yok anlatamiycam!'' paniğinden sonra rüya gibi geçen Roma günlerini ne kadar zorlarsam zorlayayım o tadı vererek yazmanın mümkün olmadığını farkederek ve herşeyi bir çırpıda anlatmak yerine birkaç yazı hazırlayabileceğimi düşünerek NiHaYEt başlıyorum! Gecikme için affedin, cidden paniğe kapıldım :)

Sabah erkenden havaalanındaydım, THY' ı tercih ettiğim için çok mutluydum...
Hava ise süper güzeldi, dolayısıyla bulutların üstünde olmanın tadını çıkartarak heran fotoğraf çektim...
Fiumicino Havaalanına indik.2 saat 10 dakika sürdü uçuş. Trenle
Termini'ye gittim. Harika bir tren garı, tabii bunu gittiğim gün değil dönerken farkettim. Altında alışveriş merkezi ve metro var. Ülkenin birçok noktasına kalkan tren isimleriyle doluydu panolar. İstasyondan çıkıp taksi ile otele gittim...Takside gps vardı, benim komik telafuzumla söyleyemediğim otel adını yazdı taksici ve benimle italyanca konuşmaya çalıştı. Bu kısmına çok gülüyorum işte. Bilmediğini söyleyince vazgeçmiyorlar, bizim gibiler aynı :) Çok sıcak ve iyi niyetli insanlar. Bizde de böyle yaparlarya, karşındaki anlamıyorum deyince hece hece ve yüksek sesle + el-kol yardımı ile anlatmaya çalışmalar! Öyle çok yaşadım ki bunu :) Yazmadan geçemeyeceğim bir başka detay ise çok çapkın İtalyan erkekleri! Yalnız gitmeyi düşünen bayanlara duyurulur, aman dikkat !!'
Çapkın şöför beni otele bıraktı, eşyaları yerleştirip fırladım.Henüz çok erkendi, otelden haritayı alıp sağa-sola dikkatle bakıp oteli bulamama ihtimalini ortadan kaldırmaya çalışarak keşfe başladım.

Bu Tevere (Tiber)nehrinin üzerindeki köprüden çektiğim ilk kare, bu harika yapının ne binası olduğunu dilerim sormazsınız, bilmiyorum :P
Aslında hergün önünden geçtim ama sadece İtalyanca yazıyordu...

Piazza Navona halka açık gösterilerin ypıldığı harika bir meydan.. Her ne kadar ben yağmurlu bir günde bu fotoğrafı çekmiş olsamda cafelerle dolu burası.Hafta sonu ise herkes birşeyler satıyordu yine burada...

Ben İtalya'da turizm sezonu diye birşey varmı bilmiyorum ama birçok eserin etrafı çevrilmiş ve çalışmalar vardı.İşte onlardan biri! Plexinin arkasındaydı ve yağmurla birleşince nefis bir sonbahar çıktı ortaya...
Turizm demişken, ben artık bizim ülkemize turist gelmediği kanaatindeyim! İtalyanlara bay getirtecek kadar, çok hatta tarif bile edemeyeceğim kadar çok turist vardı Roma'da...

Tabii ki Fontana di Trevi - Trevi Çeşmesi ...
Dev bir sahne dekoru gibi ama hiç beklemediğiniz bir yerde ve anda önünde buluyorsunuz kendinizi ! Çünkü hep geniş açı objektiflerle çekilmiş fotoğraflarını görmüş olup ve onca meydanlardan geçtikten sonra kocaman bir yer beklerken mahalle arası hissi veren bir yerde karşınıza çıkıyor işte bu 18.yy'la ait eseri!
Aslında bu çeşme, bir zafer takı ve eski Palazzo Poli sarayının ön cephesi. Mitolojik yaratıklardan oluşuyor. Resimde de görülen üzerlerine tritonların bindiği, iki kanatlı denizatının çektiği bir deniz kabuğuna binmiş Neptün figürü ortadadır.Şaha kalkmış at denizin hırçınlığını, sakin olan ise dinginliği simgeler...
Gelelim inanışa :)
Roma'ya birkez daha gelmek istiyorsanız, bir bozuk parayı sağ elinizlesol omuzunuzun üstünden Trevi Çeşmesi'ne atmanız gerektiği söylenir.
Tabii ki paralar atıldı,beraberinde benim bir dileğim, diğeri ise minik melek aşk böceğim için :)
Sırada Vatikan var...
~mrl~
p.s. Heryer o kadar kalabalıktı ki, fotoğraf çekmek hep problem oldu...