Monday, September 17, 2007

Paris notları

Hiçbirşey düşünmeden çıktım yola, tek bildiğim gitmem gerektiğiydi!

Nasıl olucak, ne olucak bir önemi yoktu hiç... Bir planım vardı ve asla iptal etmeyi yada ertelemeyi istemiyordum...

Harikaydı!

''İyi ki yapmışım!'' isimli listemde üst sıralara yazdım Paris'i :)

10 günüm daha olsa harika olurdu! Nerede olduğunu bilmeden ve hiç önemsemeden gezmekten inanılmaz keyif aldım... Elimde harita, istediğim heryere gitmeyi başardım! Konuşmazlar dedikleri Fransızlarla hiç sıkıntı yaşamadım, aksine çok keyifli diyaloglar geçti aramızda :D
Fauchon isimli çok şık bir pastane(-şarküteri)de 4 kişinin oturduğu bir masaya oturarak harika bir sohbet yaşadım! Solumda oturan bayan poşetlerimin yere düşmesiyle bana takılmaya başladı, çok keyifli bir sohbet başladı. Türk olmama anlayamadığım tepkiler verdiler genelde! Hani uzaylıyım demedim ki! woooow kıvamında bir sesten sonra;- ülken harika, İstanbul büyüleyici, Kapadokya şöyle güzel.... gibi harika şeyler söylediler...

Sonra sağımda oturan iki Fransız bayan da sohbete katıldı, böylece 5 kişi Türkiye ağırlıklı bir sohbet oldu...

Bir günde metroda otururken göz ucuyla çok yakınımda bir hareket farkettim ve fırladım hemen! Annem yaşlarında öğretmene benzeyen bir bayan ne oldu der gibi baktı gülümseyerek...
- 'Fare ' dedim...
- Nerde?
- Orda!
- Çok çok küçük ...
- Ama fare!
- Metroda çok normal !!!!

Ve yine nerelisin sohbeti, İstanbul sizin nehir çok güzel, ah bizim ki boğaz :)
Bir de kayalar gördüm ben evet orasıda Kapadokya... ay yaaa Kapadosyaaaa şeklinde çok zevkliydi bu sohbetler :P

Ben Kapadokya konusunda sesliğimi koruyup hala görmediğimi söylemedim! Bu kış ilk gitmek istediğim yeri biliyorum yani :P

O kadar çok yürüdüm ki, akşam yattığımda bacaklarımı hissetmiyordum! Metroyu kullanmadan heryeri görmek istediğim için saatlerce yürüdüm... Baktım bu iş böyle olmayacak, evet buraları gördüm artık yürümemek gerek deyip metroyu kullanmaya başladım. Hatta nerede aktarma yapmam gerektiğine kendim karar vericek noktaya bile geldim :)


İlk gün Türklerle karşılaştım. Ayaküstü sohbet ederken nerden-nereye yürümek gerek şeklinde elimizde haritalarla yol ararken 'Unesco Dünya Barış Yılı'' konseri için geldiklerini söylediler. Birlikte Louvre Müzesine yürüdük ve gezdik.Ertesi gün konser verdi, semazenler eşliğinde. Davet ettiler, tabiiki gittim! Çok izlemek istediğim birşeydi ve ne ilginçtirki Fransa' da izleme şansım oldu! Aralık ayında Konya'da bir organizasyon olucakmış. Tarihini buradan yazarım ilgilenenler için...


Louvre Müzesi çok güzeldi, söyledikleri doğruysa her bir eserin önünde 30 saniye kalarak tüm müzeyi gezmek 4 ay sürermiş! Biz saatlerce gezdik, bildiğim sevdiğim tabloların orjinallerini görmek çok güzeldi. Heykeller ise olağanüstü güzeldi! Tekrar gitsem Paris'e yine bir günümü buraya ayırırım!


Yorgunluktan bitmişken İslam Eserleri'nin olduğu bir salonu duyduk ve tabiiki orayıda görmeden çıkamazdık! O kadar çok İran, Mısır gördüm ki e hani nasıl yani derken nihayet büyük bir salonda İznik Çinileri, Türk Halıları gördük...

İşin komik yanı, bu kadar dünya insanını ağırlayan bir müze, hatta şehir asla ingilizce bir bilgi yazmıyor hiç biryerde!


Müzeler, kiliseler, sokaklar heryer çok güzeldi...


Notre Dame Katedraline iki defa gittim. Cumartesi çok çok kalabalıktı, ama yine de çok huzurluydu...



Uzun yürüyüşlerden birinde Diana'nın trafik kazası geçirdiği alt geçide geldim! Ölüm yıl dönümünün üzerinden bir hafta geçmişti sadece ve çiçekler hala duruyordu!


Herkes heryerde bisiklet kullanıyordu, buna bayıldım. Üstelik bisiklet istasyonları var, kredi kartınla bisiklet alıp şehrin diğer ucunda bırakabiliyorsun. Taksi bulmanın bu kadar zor olduğu şehirde eşsiz bir çözüm geliştirmişler. Unesco' ya gitmek için taksi bulmak inanılmaz zordu!


Eiffel Kulesi'nde en yukarda neredeyse herkes Türk'tü :) Yukarıdan manzara çok güzeldi... Hiç yükselti yok, bu çok ilginçti. İstanbul'dan sonra düz şehirler bana tuhaf geliyor...



Gece çektiğim fotoğrafları çok sevdim, minik treepodumu yanıma almayı unutmasaydım eğer hiç titrememiş harika fotoğraflar çekebilecektim. Bir dahaki sefere artık :)



Trafikte sevimli bulduğum bir başka minik ayrıntı, yayalar için kırmızı yanarken normal bizdeki gibi.Ama bekleme süresinin uzun olduğu yerlerde kırmızı adamın elleri belinde :) Çok uzun yürüyünce bu ayrıntıyı farkedip hemen oturacak yer bakabiliyorsun...


Daha anlatabileceğim neler neler var ama yeter, ben yine gitmek istiyorum...


Amsterdam' a mesela :)

~mrl~

18 comments:

Esra said...

Ne kadar guzel gezmissin. Paris'te o kadar cok gorulecek yer var ki sanirim binlerce kere de gitsem bitiremem. :-)))

mrl's page said...

Bence de gezmeke bitecek gibi değil, yaşamak gerek sanki...
Neden benim bol seyahat gerektiren bir işim yok ki !

Sayfada değişiklikler yaptım, affet :)
Fotoğraflar içime sinmedi özellikle, elledim durdum :)

Sevgiler
~mrl~

Anonymous said...

Hoşgeldin cnm ne güzel yapttın özendim sana doğrusu bu aralar benimde kaçasım var üstelik tek başıma...
Ayrıntıları da istiyorum yoksa hepsi bu kadar mı!!??
Görüşelim, Sevgiler...

BALDAN TATLI said...

Harika anlatmışsın. Ne güzel. Gitmiş kadar oldum diyebilirim. Sonraki postlarını bekliyorum bakalım neler olacak. Sevgiyle kal.

B5 said...

Sadece ziyaret etmeye devam et derim, yoksa bu sehirde yasamak en az Istanbul kadar karmasa :)... Bana biraz Istanbul'daymisim hissi veren Istanbul disindaki tek sehir..
Mutlu anilarla dönmene cok sevindim..

Bir sonraki adim Amsterdam mi?

(Onca pastane arasindan en meshur olanlarindan birini sectin bu arada :D)

Bir Derin Masalı said...

Mrl ciğim bu ne hız. NE ara yaptın bu gezileri. Çok iyi etmişsin. Öpüyorum canım.

Gamze said...

Görmek istediğim yabancı iller sıralamasında Venedik ile ilk sırayı paylaşır kendisi :) Olur da bir gün yolum düşerse, sana danışacaklarım var:)

loungetime said...

mrl'ciğim çok da güzel anlatmışsın. Gözümde canlandırdım bile.

Keşke böyle bir kaçamak yapabilsem dedim.

Türkiye hakkında bu kadar güzel bilgilerinin olmasıda hoşuma gitti doğrusu.

limonagaci said...

mrlcim o kadar güzel anlatmıssın ki :))
çok güsel gezmişsin
bir de orada D'orsay sarayı vardı orada da harika eserler vardı hatırladığım kadarıyla

çok memnun oldum senin adına

Anonymous said...

Mrl ciğim yeni siteme geçtim ben haberin olsun. Bağlantı adresimi değiştirirsen sevinirim canım. Öptüm.

www.lezzetaski.com

mrl's page said...

@ d-chic
Hoşbuldum canım,
Ayrıntı o kadar çok ki :)
Tek başına gitmek kesinlikle çok keyifli, mutlaka git derim ben...
Görüşelim anlatırım :P
Sevgiler
~mrl~

@ baldan tatlı
Teşekkürler çok,
Bundan sonrakileri bende merak ediyorum aslında, yazamadım bir türlü bişicik :)
Sevgiler
~mrl~

@ b5
Sevgili b5,
bu seyahate çıkmamda etkinin büyük olduğunu söylemeliyim :) Tüm tavsiyelerin çok işime yaradı...

Orada yaşamak nasıl olur bilmiyorum, tek kelime anlamıyorum dillerinden :) Ama cidden çok sevdim, havanın da etkisi olmalı.Çok şanslıydım, güneşli bir hava nehir gezisi yaptım üstelik çok sıcaktı...

Sırada neresi var karıştı biraz, yakında belli olucak...

O pastanenin meşhur olduğunu öğrenmek içimi rahatlattı. Sandviç paketleri makyaj çantası olabilecek kadar güzeldi çünkü :P

Sevgiler
~mrl~

@ hande
Hande'cim döndün demek, sende de güzel haberler vardır şimdi :)
Yeni adresini güncelliycem hemen.
Öpüyorum
~mrl~

@ püstüklümama
Dilerim en yakın zamanda gidersin görmek istediğin heryere. Paris benim içinde 1. sıradaydı ve değdi...
Son günler nerede aktarma yapmam gerektiğini bile çözmüştüm metroda :P
Aklım orada, ben burada :)

Sevgiler
~mrl~

@ lougetime
Sevgili loungetime,
Dileklerine dikkat et, gerçekleşiyorlar diyeceğim sana :)
Hayat sana bir sürpriz yapsın, şahane bir kaçamağın olsun...
Türkiye hakkında daha bilmek ve görmekistediğim ne çok şey aslında...
Sevgiler
~mrl~

@ limonağacı
Tatlı limonum,çok teşekkür ederim...

Walla çok güzel gezdim, bu kadar çok yürümeyeli yıllar olmuş :)

Dorse Müzesi harikaydı, nefis tablolar gördüm orada...

Sevgiler
~mrl~

Anonymous said...

Mrl ciğim adresimi değiştirmeyi unutmuşsun canım. Değiştirirsen çok sevinirim. Bu kez son. Artık kendi sitemdeyim. Beklerim hayırsız arkadaşım.
www.lezzetaski.com

Alp ve Ege'nin Annesi said...

Ben hic görmedim Paris'i...Hep emekli olunca sehir gezileri yapacagim derdim, simdi de cocuklar buyuyunceye kaldilar...

mrl's page said...

@ hande
operasyon tamam Hande'cim :)

@ alp&ege'nin annesi
Bir şekilde mutlaka git... Çocuklarla çok mu zor olur bilmiyorum, ama sen zaten çocuklarınla olmanın tadını çıkar bence :) Hemencik büyüyorlar :)

Sevgiler
~mrl~

Mutlu Kum Taneleri said...

Disneyland'a da gittin mi ? En büyük hayalim oğlum büyünce bir kere daha gitmek. Paris yazılarının devamını bekliyorum.

mrl's page said...

Merhaba mutlu kadın;

Seni hayal kırıklığına uğratıcam ama Disneyland'e gitmedim :)

Gezmek görmek istediğim yerlere bile zamanım yetmediği için bir dahakine diyerek gitmedim...

Oğlun kaç yaşında bilmiyorum ama dilerim çok keyif alacağınız bir Disneyland yaparsınız hep birlikte...

Sevgiler
~mrl~

Mutlu Kum Taneleri said...

Oğlum henüz 2 buçuk yaşında. Büyümesini beklerken yaşından çok boyunun uzaması gerek 110 cm gibi bütün oyuncaklara binebilmemiz için. Bazı hızlı tren gibi oyuncaklara kısalar binemiyordu :)
Belki Amerika'ya gittiğinde gidersin Disneyland'a hiç bir zaman geç değil :)

mrl's page said...

Sevgili mutlu kadın,

Benim için hayatın hiçbir evresinde hiçbir park için geç olmayacak gibi bir endişem var :))

Tüm ters dönen,takla atan oyuncakları hep sevdim.Arkadaşlarımın çocukları ile planımız var Disneyland için o yüzden zorlamadım hiç...

Demek sizin minik adam 2,5 yaşında :) Güle güle büyüt oğlunu, zaman öyle çabuk geçiyor ki :) Bizim de 1 yaşında bir bebeğimiz var, aslında yeğenim... Hayat onların etrafında dönüyor artık :)

Sevgiler
~mrl~