Monday, April 30, 2007

29 Nisan - ÇAĞLAYAN-




iNANILMAZ KALABALIKTI...


BU ŞEKİLDE TEK YÜREK OLUNMASININ MUTLULUĞUYSA TARİF EDİLEMEZ...



EN ÇOK ATILAN SLOGANLARDAN BİRİ YANDAKİ FOTOĞRAFTA OLANDI...
TABİİ İLKİ
~ TÜRKİYE LAİKTİR, LAİK KALACAK ! ~
CUMHURİYETİMİZE SAHİP ÇIKALIM...
Yolları görmek isteyenler buyrun
~ mrl ~

Thursday, April 26, 2007

tsulika = şeytan uçurtması

Bu akşamki keyifli dakikaları sevgili b5 ' a borçluyuz ailecek :)

Bir önceki post O'na dedesinin yaptığı kağıt uçurtmayı hatırlattı ama nasıl yapıldığını hatırlayamadı...

Ben evde tek çocuk olmanın keyfini sürerken,
- Baba sen şeytan uçurtması yapmayı hatırlıyor musun?
- Hatırlıyorum tabii, ne var onu yapmakta :)
- Yapalım mı?
- Hadi yapalım, ama önce prova yapim

( hehehheeeeeee)
annem;
- Ay çok kolay, ne provası :)



Babam sağlamcıdır, minik bir prova ve uçurtmamız başlıyor :)




A4 kağıttan önce bir kare olacak şekilde katlıyoruz,












kalan parçayı keserek uçurtmanın kaportasını çıkarıyoruz. Dikkatli kesiyoruz, çünkü kestiğimiz kağıttan uçurtmamıza kuyruk yapacağız :)



















Kare yapmak için 2'ye katladığımız kağıdımızın üçgen oluşturan kenarlarından katlıyoruz.
(uçurtmamızın sırtını oluşturacak düzleme doğru)





Katladığımız kenarlardan bu şekilde minik bir katlama daha yapıyoruz :)













Yaptığımız katlamalar sonucu uçurtmamızın kaportasında geldiğimiz son nokta budur...

Annem ve babam burun konusunda biraz tartışsada babam uçuş sırasında bunun bir artı olduğuna bizi ikna etti :))




Çooook ciddiye aldık biz bu uçurtma işini :))






İplerimizi bağlayabilmek için minik kesikler yapıyoruz..











En önemli kısmında sıra, bütün denge olayı buradan geçiyor :)

Yandan bağladığımız ipi, uçurtmanın ucuna doğru getirerek ne kadar boşluk bırakacağımızı ölçüyoruz, sonra ipi diğer uca bağlıyoruz ...

Yaramaz annem ben bu fotoğrafları keserken kuyruğu yapmıştı bile,

hani çocuklarını eğlendirirken daha çok eğlenen anne babalar vardırya benimkiler de bu hesap işte :)

dolayısıyla kuyruğu yapamayanlara daha sonra ayrıca kuyruk post yapabilirim...

Veeeeeee, uçurtmamız bitti bileee, denedim hızlı koşunca evde de uçuyor ... :)




Yarın uçurtmamı ofise götürücem, terasta uçuruz biz şimdi arkadaşlarla, güzel fotoğraf olursa onuda eklerim...

~ mrl ~

p.s. tsulika Makedonca bu uçurtmanın anlamıymış , babacıktan seçmeler :)

***************************************************************************
Aslında bugün leyla gibiydim, bu uçurtma olayı kafa dağıtmak için çok başarılı bir formül oldu...
Ofistede işler çok karışık ve yoğundu, tüm gün bir fırsat bulsaydım yazmak istediğim ama kimseleri de üzmek istemediğim, beynimi kemiren boğuzuma düğümleyen tarifsiz bir üzüntü ve neden Allah'ım sorularındaydım !!
5 yıl önce bugün benim kuzenim trafik kazası yüzünden melek oldu! Daha 19 yaşındaydı!!
Koskoca 5 yıl geçti üzerinden, acısı hiç dinmedi hiç dinmiycek...
Murat seni çok özledim bebeğim...
mrl

Monday, April 23, 2007

Neş'e doluyor insan...



Bayramların en keyiflisi en özeli;


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu olsun ...


Caddebostan sahilde Uçurtma Festivali yapıldı, çok güzeldi ve çok keyifli... Zaman zaman da stresli..


Çok yükseklerdeki bazı uçurtmaların ipleri birbirine dolanıyor, henüz havalanmayı başaramamış alçaktaki uçurtmalarsa yürüyenlerin üzerine düşüyordu :)




Şu üstteki uçurtmalar ciddi yüksekteydiler ve ipleri birbirine dolandı, onları uçuranlar hayli antremanlılardı sanırım uçurtmaları çok aşağı çekmeden, bulundukları yerlerini değiştirerek ipleri ayırmayı başardılar :)





Çok uğraş vermelerine rağmen sonuç alamayanların uçurtmaları denize düştü :)


Ben de yosun kuyruklu uçurtmayı kaçırmak istemedim tabii...















Uçurtma severlerin bir diğer sıkıntısı,


direklere takılan uçurtmalar- kuyruklar :(

Dolayısıyla ağlayan çocuklar :(

Benim gibi uçurtmayı çok çok seven biri için süper bir festivaldi...

2 yıldır hiç uçmamış evde bekleyen henüz kuyruğu bile olmayan uçurtmam için neler yapmam gerektiğine dair az-çok bilgim var artık... Uçurtma diye tutturup farklı ebatlarda birsürü çıta getirip baba hadi yapalım şeklinde babayı tüketerek, O'da sabırla bu çıtalar kalın asla uçmaz kamış bulmamız lazım der ve benim uçurtma sevdam gerçekleşemezdi... Sonunda Şile' de küçük bir kırtasiyede uçurtmamı buldum, şaka gibi bir fiyata üstelik :)
Kuyruğu yok, ona en kısa zamanda bir kuyruk yapmam gerek, babam yazlık sezonunu açmadan bu işi çözmeliyim... Sonra benim bobin şeklinde aldığım ipi bir sopaya sarmalıyım, uçurtmayı yükseltirken bunu tek elle sağ-sol yaparak çok kolay serbest bıraktıklarını da gördüm :P

Caddebostan sahili hiç bu kadar kalabalık ve keyifli görmemiştim..Neredeyse her hafta sonu burada paten kaydığım için saat kaçta ne kadar kalabalık bunu bile tahmin edebilen biri olarak bugün süperdi :) Trafikse durma noktasındaydı, arabalardan sarkan kurdeleler, balonlar yolcular hakkında fikir veriyordu :)

Coşkuyla kutlanacak daha nice 23 Nisan' lar olsun...

~mrl~

p.s. Fotoğrafları küçültmedim, isteyen tıklayıp büyük görebilir...

Friday, April 20, 2007

Papatya' dan kapak kızı !



Benim tatlı papatyam 1 ay kadar önce fotoğraf çekimine gitti, söz konusu firmanın yeni sezonu için... Öyle çok eğlenmiş ki! Çünkü ona '' uşş '' ta sürmüşler ( ruj) bakmayın kocaman göründüğüne daha 3 yaşını yeni bitirdi... Sürekli kendi fotoğrafları çeliksin istemiş, zaten poz vermeye bayılıyor :)

Bu çekimler sonundada hediye çeki vermişler çocuklara, yani bu iş para için değil anı olsun şeklinde yapıldı.Alışveriş yaparken kuzenimden çocukların fotoğraflarını bırakmasını istemişler, ajans kanalıyla olan birşey de değil, ama götürsen bayıla bayıla gider bizim papatya :)


2 küçük resmi daha var ;








Maşallah diyoruz,
zaten papatya yine hastalandı :(










Herkese keyifli hafta sonları diliyorum...

~mrl~

Wednesday, April 18, 2007

GöSTeReLİMMM aNaMMMM

Öyle sıkıcı üzücü şeyler oldu ki geçen günlerde yazmak gelmedi içimden yine!

Benim özel hayatımda değil, haberlerde gördüklerim, İzmir' de o korkunç trafik kazası !!!
Ülkenin gündemine düşen olaylar,
Açalya'nın sayfasında yazdıklarına verilen tepkiler :(

Blog tamamen kişisel bir köşe, beğenmeyen okumaz! Neden gelip kavga ortamı gerginlik yaratır insanlar anlayamıyorum...İnternet kocaman bir dünya, gidip başka yerlerde vakit öldürsünler...

Ben kimse üzülsün istemiyorum, o yüzden bugün
Nonicim'le yaşadığımız komik bir olayı yazacağım azacık gülmek isteyenlere :)




Geçen yaz birlikte tatile çıktık, çok kısa bir tatildi ve iyi programlanmalıydı... Noni program konusunda harikadır. Hiçbir şey düşünmyeye gerek kalmaz o planlar kaçta nerde olacağız, nereye gideceğiz hiiiç sorun yok yani :)

Oteldeki ilk günümüzde hemen Noni bunları organize etti, araba kiralanıp koylar gezilecek ertesi gün tekne turu olacak

Gülmeye başlama Noni, tekne facisını anlatmiycam :))

Biz 07 plakalı arabamıza atlayıp elimizde harita attık kendimizi yollara.. Çok keyifliydi.. Detaylarına inmeden geçiyorum... Yer Antalya malum heryer kavruluyor...
Biz arabada gayet tatil kıyafetli iki hatun :) Olympos' tan çıktık Adrasan'a gidiyorduk sanırım.

Söylenenden çok fazla gittiğimizi farkettim, Nonicim yön konusunda faciadır :) Geri döndük ve sorabileceğimiz tek yer köy kahvesi yaklaşık 40 adamın oturduğu bir yerdi :))

Ben kullanıyorum Nonicim camı açıp yolu sordu, birisi Jandarmadan sağa dönün dedi bir kaçı ayaklandı :) ''' Gösterelim ''' Noni elini ağzıyla kapatmış yandan bana - ToPuKLaaa !!!
dedi... Oradan kaçışımız süperdi :) Müjde AR ' ın o çok sevdiğimiz filmi canlandı gözümüzde :))
- İstanbul ne tarafta ?
- GÖSTERELİM ANAMMMM !!!

Çok eğlenmiştik, süper bir gündü :)

Tadı damağımızda kalmışki ikimizde biryerlere gidelim derdindeyiz sürekli :)

Güzel habeler duyacağımız günler diliyorum herkese...
~ mrl ~


Monday, April 9, 2007

~ ~ ~ ~ zaman düşer ellerimden yere ~ ~ ~


Günler birbirini kovalıyor, ben işlerimi ve bazen birazda kendimi kovalıyorum...

Nasıl bu kadar çabuk geçiyor, hafta nerde başladı ne zaman bitti, Pazartesi nasıl oldu, Cumartesi hani kalmaya gelicekti yatçaz kalkcaz hep Cumartesi olucaktı ... ee hani :)

Yılların fantazisidir bu bende kalmaya gelen Cumartesi, haftanın en sevdiğim günü...

Dilediğin gibi sabahlarsın yayılırsın yayılmaz sokaklara çıkarsın, erken davranırsan alışveriş bile yaparsın :) Dağ tepe dolanırsın, dar bir yol görür nereye gidermiş dalar keşfedersin.. Tadından yenmez yani bu şahane gün.. Ama kalmayada gelmez bir türlü ... Söz konusu harika günde çok zamandır ne kadar güzel olduğunu unuttuğum bişey yaptım, kalamış parkında salıncakta sallandım :) Aynıydı herşey , ay yok değildi :) üzerimde mini etek ayağımda yüksek ayakkabı ile salıncak tepesindeydim, dolayısıyla atlayarak salıncaktan inemedim { ne büyük kayıp :) }


Babaannem hep derdi, kalbim 18 diye :) dolayısıyla ben hem anneanneden hem babaanneden gelen bu serseri 18 geni sayesinde daha çoook salıncaklar lunaparklar görürüm :) Pateni de unutmamak gerek Pazar günü 1 saatten fazla kaydım yine :))


Zaten çok fena tatil havasındayım, deniz çağırıyor... Lost izleye izleyemi böyle olduk nedir bilmiyorum ama ada yada heryer hiiiiç farketmez fena gidesim var... Nonicim'le gitmeye karar verdik ama bakalım nereye gidebilicez...Heran heryere gidebilirim, uzun kaybolursam kesin gitmişimdir :) Şahane bir gün batımı izlemek ve mümkünse denize girmek istiyorum...
Böyle hissetmemin sebebide sanırım bahar... Bu kocaman görünen minik papatya rüzgar yüzünden kıpırdadığı için yapraklarının uçları traşlı...
Yolun kenarında görmüş çekmiştim, şimdi ekranda büyütüp bakınca daha çok sevdim... Papatyalar tükenmeden çıkıp fotoğraf çekmek gerek...
Hafif serin nisan sabahları bana lise yıllarını, o zamanki azgınlıkları hatırlatıyor hep :)
Ne keyifli ne özel zamanlarmış :)
Herkese güzel bir hafta diliyorum, Pazartesi bitti bile :)
~ mrl ~

Tuesday, April 3, 2007

sessizlikten sonra mini konser





/


hmmmm, harikaydı... sıradaki :)








alkışşşşşşşş, devammmm öyel kolay gondermeyiz, hiç göndermedik :)







her güzel konserin bir sonu var :(
Ortaçgil buna marş diyor artık, benim için hep çok özel...







bahar yorgunumu olduk, güneşmi kandırdıda bir fotosentez olayı başladı nedir bilmiyorum :)

~ mrl ~